Kuruluş ve erken dönem
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 3 Ekim 1931'de farklı kurum ve kuruluşlar tarafından yürütülen işlevlerin tek elde toplanmasının ardından faaliyete geçti. Bankanın kuruluş süreci, I. Dünya Savaşı sonrasında devletlerin para politikalarını bağımsız belirleme eğilimi ve Kurtuluş Savaşı sonrası ekonomik bağımsızlığı güçlendirme ihtiyacı çerçevesinde hız kazandı.
İlk hazırlıklar ve dış uzman katkısı
1923 İzmir İktisat Kongresi'nde gündeme gelen "milli devlet bankası" fikri, 1927'de Maliye Bakanı Abdülhalik Renda'nın sunduğu kanun taslağıyla ilerledi. 1928'de Hollanda Merkez Bankası Başkanı Dr. Gerard Vissering'in raporu ve bir yıl sonra davet edilen İtalyan uzman Kont Volpi'nin görüşleri, hükümete bağlı olmayan bağımsız bir merkez bankası kurulması gerekliliğini vurguladı.
Lozan Üniversitesi'nden Prof. Leon Morf'un katkılarıyla hazırlanan yasa tasarısı, TBMM tarafından 11 Haziran 1930'da kabul edildi ve 30 Haziran 1930'da Resmî Gazete'de yayımlanan 1715 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu ile mevzuatlandırıldı.
Orta yıllar: Savaş dönemi ve sanayileşme
1940'lı yıllarda II. Dünya Savaşı'nın etkileriyle TCMB, kamu kesiminin finansman açığını kapatmaya yönelik uygulamalara dahil oldu. 1950'lerde büyümenin finansmanı için Banka kaynakları kullanıldı; Hazine'ye kısa vadeli avanslar verildi. 1955'te banknot matbaasının kurulması ve 1958'den itibaren banknotların yurt içinde basılması önemli bir gelişme oldu.
1960'larda planlı ekonomiye geçişle birlikte Merkez Bankası genişlemeci para politikaları uyguladı ve kambiyo kontrolünün büyük kısmı Banka'ya devredildi.
1970: 1211 sayılı Kanun ve yapısal değişiklikler
14 Ocak 1970'te kabul edilen 1211 sayılı TCMB Kanunu, Banka'nın yasal statüsü, organizasyon yapısı ve yetkilerinde önemli değişiklikler getirdi. Banka'nın sermayesi 15 milyon liradan 25 milyon liraya yükseltildi ve Hazine'nin sermaye payının yüzde 51'den az olamayacağı hükme bağlandı.
Kanunla getirilen yenilikler arasında, Başkanlık Makamı olarak "Guvernörlük" kurulması ve Yönetim Komitesi ile Banka Meclisi yapısında düzenlemeler yer aldı. Hazine'ye verilebilecek kısa vadeli avans üst sınırı bütçe ödeneklerinin yüzde 15'i olarak belirlendi.
1980 sonrası: Serbestleşme ve piyasa ekonomisi ile uyum
1980'lerde açıklanan yapısal kararlarla finansal serbestleşme süreci başlatıldı. Türk parası devalüe edilerek sabit kur rejimi kaldırıldı. TCMB, 1983'te altın ve döviz rezervlerini yönetme yetkisi, 1987'de açık piyasa işlemleri yapma yetkisi edindi. 1989'da Türk lirasının konvertibilitesi ilan edildi.
1990'da Banka, kamuoyuna duyurduğu ilk para programını uygulamaya koydu; 21 Nisan 1994'te Hazine'nin TCMB kaynaklarını kullanımı sınırlandırıldı ve 1998'den itibaren kısa vadeli avans kullanımı protokolle sonlandırıldı.
2001: Kriz sonrası yasal değişiklikler ve araç bağımsızlığı
2001 krizi sonrasında yapılan değişikliklerle TCMB'nin temel amacı olarak fiyat istikrarı açıkça tanımlandı ve Banka'nın para politikası araçlarını belirleme yetkisi kendisine bırakılarak araç bağımsızlığı sağlandı. Hazine'ye avans verme, kredi açma ve birincil piyasadan borçlanma araçlarını satın alma yasaklanarak Banka'nın kamusal finansman kaynağı olarak kullanılmasının önüne geçildi. Bu dönemde Para Politikası Kurulu da kurularak karar alma mekanizmaları kurumsallaştırıldı.
2002 sonrası: Enflasyon hedeflemesi, para reformu ve iletişim
2002'de örtük enflasyon hedeflemesiyle başlayan süreçte teknik ve kurumsal altyapı güçlendirildi. 2005'ten itibaren PPK toplantı tarihleri önceden ilan edilmeye başlandı ve 2006'da açık enflasyon hedeflemesi rejimi uygulamaya kondu.
1 Ocak 2005'te Türk lirasından 6 sıfır atıldı; Yeni Türk Lirası ve yeni kuruşlar tedavüle girdi. 1 Ocak 2009'da "Yeni" ibaresi kaldırıldı ve banknotlar yenilendi.
Sermaye yapısı ve hisse sınıfları
1211 sayılı Kanun uyarınca Merkez Bankası hisseleri (A), (B), (C) ve (D) sınıflarına ayrılmıştır. (A) sınıfı hisseler münhasıran Hazine'ye, (B) sınıfı milli bankalara, (C) sınıfı diğer bankalar ve imtiyazlı şirketlere, (D) sınıfı ise Türk ticaret müesseselerine ve Türk vatandaşlarına tahsis edilmiştir.
Bankanın sermayesi 25 bin lira olarak 250 bin adet hisseye ayrılmıştır. Geçen yıl sonu itibarıyla sermayenin yüzde 55,12'si (A), yüzde 23,25'i (B), yüzde 2,51'i (C) ve yüzde 19,12'si (D) sınıfı hisselerden oluşmaktadır.
Kuruluştan bugüne Başkanlar
Kuruluşundan günümüze TCMB Başkanlığı görevini yürüten 27 kişi bulunmaktadır. İlk Başkan Selahattin Çam (1931-1938) olmuş, ardından şu isimler görev almıştır:
Kemal Zaim Sunel (1938-1949), Mehmet Sadi Bekter (1949-1950), Osman Nuri Göver (1951-1953), Mustafa Nail Gidel (1953-1960), Memduh Aytür (1960), İbrahim Münir Mostar (1960-1962), Ziyaettin Kayla (1963-1966), Naim Talu (1967-1971), Memduh Güpgüpoğlu (1972-1975), Cafer Tayyar Sadıklar (1976-1978), Hakkı Aydınoğlu (1979-1981), Osman Şıklar (1981-1984), Yavuz Canevi (1984-1986), Rüşdü Saracoğlu (1987-1993), Dr. Bülent Gültekin (1993-1994), Yaman Törüner (1994-1995), Gazi Erçel (1996-2001), Süreyya Serdengeçti (2001-2006), Durmuş Yılmaz (2006-2011), Doç. Dr. Erdem Başçı (2011-2016), Murat Çetinkaya (2016-2019), Murat Uysal (2019-2020), Naci Ağbal (Kasım 2020-Mart 2021), Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu (Mart 2021-Haziran 2023), Dr. Hafize Gaye Erkan (Haziran 2023-Şubat 2024), Dr. Yaşar Fatih Karahan (Şubat 2024-devam ediyor).
Günümüz ve hedefler
TCMB, nitelikli insan kaynağı, köklü kurum kültürü ve güçlü teknik kapasitesi ile fiyat istikrarının sağlanması ve sürdürülmesine odaklanmaya devam ediyor. Kuruluşundan bu yana geçirdiği yasal ve kurumsal dönüşümler, Banka'nın modern para politikası uygulamaları ve iletişim kapasitesini güçlendirdi.