DOLAR
42,71 -0,05%
EURO
50,23 -0,06%
ALTIN
5.871,54 0,61%
BITCOIN
3.715.024,36 -1,32%

Marmara Denizi'nde Müsilajla Mücadelede İleri Biyolojik Arıtmanın Önemi

İleri biyolojik arıtma sistemleri, Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorununu çözmek için kritik bir çözüm sunuyor.

Yayın Tarihi: 07.02.2025 11:01
Güncelleme Tarihi: 07.02.2025 11:01

Marmara Denizi'nde Müsilajla Mücadelede İleri Biyolojik Arıtmanın Önemi

Müsilajla Mücadelede İleri Biyolojik Arıtmanın Rolü

Dokuz Eylüll Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Azize Ayol, Marmara Denizi'ndeki kirliliğin ve müsilajın önlenmesi için atık suyun kalitesi artırmayı amaçlayan ileri biyolojik arıtma sistemlerinin önemine dikkat çekti.

Atık Suların Yönetimi

Evsel ve endüstriyel atık suların doğru yönetilmemesi, denizlerdeki azot ve fosfor yükünü artırarak müsilaj oluşumuna yol açmaktadır. Bu, deniz ekosistemlerine ciddi zararlar vermektedir. Ayol, atık su arıtma tesislerinde birincil, ikincil ve üçüncül olarak sınıflandırılan arıtma süreçlerinin detaylarına değindi. Birincil aşamada fiziki arıtma, ikincil aşamada biyolojik veya kimyasal işlemler, üçüncül aşamada ise ileri biyolojik arıtma yöntemlerinin kullanılması gerektiğini ifade etti.

İleri Biyolojik Arıtma Süreçleri

Prof. Dr. Ayol, sistemi gelen atık suyun evsel, kentsel veya endüstriyel olmasına bağlı olarak arıtma yöntemlerinin değişiklik gösterdiğini belirtti. İleri arıtma sistemlerinin, biyolojik, kimyasal ve membran sistemleri gibi farklı yöntemlerle suyun kalitesini yükselttiğini vurguladı.

Endüstriyel Atıkların Yönetimi

Endüstriyel atık suların da uygun bir arıtma sürecinden geçirilerek tekrar kullanılabileceğini belirten Ayol, bu süreçte öncelikle kimyasal ve biyolojik arıtma yöntemlerinin uygulanması gerektiğine dikkat çekti. Bununla birlikte, deniz kıyısındaki tesislerde atık suyun denize bırakılmadan önce ileri arıtma işlemlerine tabi tutulması gerektiğini vurguladı.

Müsilaj ve Azot-Fosfor İlişkisi

Ayol, deniz ekosisteminde aşırı plankton artışına neden olan azot ve fosforun müsilaj oluşumunu tetiklediğine dikkat çekti. Azot ve fosforun su kaynaklarından tamamen uzaklaştırılmasının kritik önemde olduğunu ifade etti.

Sıfır Atık Yaklaşımı

Atık su arıtma tesislerinin artık sadece su arıtımına yönelik sistemler olmayıp, sıfır atık ve sıfır deşarj konsepti doğrultusunda çalışan yapılar olması gerektiğini belirten Ayol, bu sistemler ile atık sudan elde edilen azot ve fosforun tarımsal gübre üretiminde kullanılabileceğini ve arıtma çamurlarından enerji elde edilebileceğini vurguladı.

Sonuç olarak, ileri biyolojik arıtma sistemlerinin yaygınlaştırılması, Marmara Denizi'nde müsilaj sorunuyla mücadelede önemli bir adım olmaktadır.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı