İş Güvencesizliği ve Uzun Çalışma Saatleri Stresi Artırıyor, Verimliliği Düşürüyor

Dr. Arda Kazım Demirkan: İş-yaşam dengesinin bozulması, iş güvencesizliği ve uzun çalışma saatleri stres düzeyini yükselterek üretkenlik ve motivasyonu olumsuz etkiliyor.

Yayın Tarihi: 01.12.2025 12:32
Güncelleme Tarihi: 01.12.2025 12:32

İş Güvencesizliği ve Uzun Çalışma Saatleri Stresi Artırıyor, Verimliliği Düşürüyor

İş hayatında stresin nedenleri ve etkileri

Liv Hospital Samsun Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Arda Kazım Demirkan, çalışma ve yaşam dengesinin bozulmasının, artan işsizlik ve işten atılma korkusu gibi etkenlerin bireylerde stres düzeyini artırdığını belirtmektedir. Dr. Demirkan, yoğun stresin bireysel sağlık kadar ekonomik verimlilik üzerinde de olumsuz etkiler yarattığını vurgulamaktadır.

Stresin iş performansına etkileri

Dr. Demirkan’a göre artan stres üretkenliği azaltarak ekonomiye ek yük getirir. Bu durum; işe gelmeme (absenteeism), hasta olduğu halde işin başında olma (presenteeism), iş motivasyonunda ve performansta azalma ile sık birim değiştirme gibi olumsuz çalışma yaşantılarına yol açmaktadır.

Çalışma saatleri ve iş güvencesizliği

Günümüzde çalışma süreleri önemli bir stres kaynağıdır. Dr. Demirkan, OECD’nin 2017 raporuna atıfla, 38 ülke arasında Türkiye’nin yıllık en uzun çalışma saatleri sıralamasında 14. sırada yer aldığı bilgisini paylaşmıştır. Bunun yanında iş güvencesizliği ve işten atılma kaygısı çalışanların genel stres düzeyini yükseltmektedir.

Stresin yapısı: şiddet, süre, öngörülebilirlik ve denetlenebilirlik

Stres, bireyin fiziksel ve sosyal çevresinden kaynaklanan uyumsuzluklar nedeniyle bedensel ve psikolojik sınırlarını aşan çaba sarf etmesi halinde ortaya çıkar. Dr. Demirkan, bir stres uyaranının önem derecesini anlamak için göz önünde bulundurulması gereken faktörleri şu şekilde sıralıyor: şiddeti, kronikliği (ne kadar sürdüğü), zamanlaması, yaşam üzerindeki etkisi, öngörülebilirliği ve denetlenebilirliği.

Kriz ile stres arasındaki fark

Dr. Demirkan, “kriz” terimini bireyin veya grubun uyum kapasitesini aşarak tehlikeli bir noktaya geldiği süreçleri tanımlamak için kullandığını belirtiyor. Krizler, stres kaynakları çok yoğun ve güçlü olduğunda bireylerin kullandığı başa çıkma yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlardır. Stres ile kriz arasındaki temel ayrım, kriz koşullarında bireyin olaylarla başa çıkma kabiliyetinin aşılmasıdır; streste bu aşılma şart değildir.

Bireysel başa çıkma: pratik öneriler

Ofis çalışanlarının haftanın büyük bölümünü iş yerinde geçirdiğini hatırlatan Dr. Demirkan, kişisel stres kaynaklarına çözüm arayışının önemine işaret etmektedir. Pazartesi sendromu gibi gün odaklı yaklaşımlar yerine, kişisel stres yönetimi yöntemleri geliştirilmelidir. Ayrıca, kapasitenizi veya bilgi düzeyinizi aşan bir görev verildiğinde "hayır" demeyi öğrenin gibi sınır koyma stratejileri önerilmektedir.

Sonuç

Dr. Arda Kazım Demirkan’ın değerlendirmesi, çalışma koşulları ve iş güvencesizliğinin stres üzerinde belirleyici olduğunu; bunun bireysel sağlık, iş motivasyonu ve ekonomik verimlilik üzerinde zincirleme olumsuz etkiler yarattığını göstermektedir. Hem kurumların hem de çalışanların stres kaynaklarını tanıyarak önleyici ve yönetici yaklaşımlar geliştirmesi gerektiği vurgulanmaktadır.

PSİKİYATRİ UZMANI DR. ARDA KAZIM DEMİRKAN

PSİKİYATRİ UZMANI DR. ARDA KAZIM DEMİRKAN

Yazar
EDİTÖR

Mehmet Yılmaz

Ben Mehmet Yılmaz, 28 yaşındayım. İstanbul'dayım. aksiyon.com.tr Gündem ekibinin hırslı araştırmacı gazetecisiyim. Masa başında durmayı sevmem; sahada, meclis koridorlarında, siyasi kulislerde gerçeklerin peşindeyim. İdealist biriyim ve işimi ciddiyetle yaparım.