Ben-Gvir'den Netanyahu'nun Katar Özrüne Tepkisi
İsrail iç siyasetinde ve diplomasi alanında yeni gerilim
İsrailli Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Katar'a yönelik özrüne sosyal medyadan tepki gösterdi. Ben-Gvir, özrü eleştirirken Katar'a yönelik sert ifadeler kullandı ve Doha'ya 9 Eylül'de düzenlenen hava saldırısını savunduğunu belirtti.
Ben-Gvir, ABD merkezli X platformundaki paylaşımında saldırıyı 'önemli, adil ve ahlâki' olarak nitelendirdi ve Katar'ı 'terörizmi destekleyen, terörizmi finanse eden ve terörizmi kışkırttan bir ülke' olarak tanımladı. Bakan ayrıca 'Hiçbir miktar para, ellerindeki terörizmi temizleyemez.' iddiasında bulundu.
İsrail basınına göre, Başbakan Netanyahu, ABD ziyareti sırasında Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'yi telefonla arayarak Doha'ya 9 Eylül'de düzenlenen saldırı nedeniyle özür diledi. Haberde kaynakların, saldırıya ilişkin tazminat konusunun gündeme gelebileceğini ve özrün Katar'ın Hamas ile İsrail arasındaki müzakerelere yeniden arabuluculuk yapma şartı olarak öne sürüldüğünü aktardığı kaydedildi.
9 Eylül saldırısında, Hamas müzakere heyetinin bulunduğu binaya düzenlenen hava harekâtında 6 kişi yaşamını yitirmişti. Saldırıda, Hamas Siyasi Büro üyesi Halil el-Hayye'nin oğlu ile dört Hamas mensubu ve bir Katar polisi hayatını kaybetti.
Daha önce Netanyahu, 10 Eylül'de yaptığı açıklamada Katar için 'Ya onları sınır dışı edersiniz ya da adalete teslim edersiniz. Bunu yapmazsanız, biz yapacağız.' ifadeleriyle yeni bir saldırı tehdidinde bulunmuştu.
Diplomatik ve iç siyaset etkileri
Özür ve Ben-Gvir'in tepkisi, hem İsrail iç siyasetinde hem de bölgesel diplomasiyi etkileyebilecek nitelikte. Özür, Katar ile ilişkilerde gerilimi azaltma ve Hamas-İsrail görüşmelerinin yeniden canlandırılması açısından önemli bir adım olarak yorumlanırken, hükümet içindeki sert söylemler bunun siyasi maliyetini artırıyor. Ben-Gvir’in açıklamaları, Netanyahu ile hükümet içindeki aşırı sağ kanat arasında görüş ayrılıklarını görünür kılıyor.
Diplomatik düzeyde ise özrün tazminat ve arabuluculuk talepleriyle birlikte gündeme gelmesi, Katar'ın rolünü ve bölgedeki aracılık kapasitesini yeniden tartışmaya açabilir. Bu sürecin nasıl ilerleyeceği ve anılan tazminat ile arabuluculuğun somut adımlara dönüşüp dönüşmeyeceği, İsrail basınının işaret ettiği şekilde ilerleyen gelişmelere bağlı olacak.
Gelişmelerin takibi
Hem özrün kapsamı hem de tazminat ve arabuluculuk taleplerine ilişkin görüşmelerin sonuçları, önümüzdeki dönemde İsrail-Katar ilişkileri ile bölgesel müzakere süreçleri açısından belirleyici olacak. Konuyla ilgili resmi açıklamalar ve müzakerelerin seyri, tarafların atacağı diplomatik adımlarla netleşecek.