Avrupa rüzgar enerjisi kurulu gücü ilk yarıda 6,8 gigavat arttı
WindEurope'un raporuna göre, Avrupa'nın rüzgar enerjisi kurulu gücü yılın ilk yarısında yaklaşık 6,8 gigavat artarak toplam 291 gigavata ulaştı. Bu artış, karasal ve deniz üstü (offshore) kurulumların birleşiminden kaynaklandı.
Artışın bileşimi ve ülke katkıları
Gözlemlenen artışın 6 gigavatı karasal rüzgar santrallerinden gelirken, 741 megavatı deniz üstü projelerden sağlandı. Avrupa genelindeki toplam karasal rüzgar kurulu gücü 254 gigavat, deniz üstü kurulu güç ise 37 gigavat olarak kaydedildi.
Kurulum artışının 5,3 gigavatı Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler tarafından gerçekleştirildi. Ülke bazında en büyük katkıyı 2,2 gigavat ile Almanya sağladı. Almanya'yı sırasıyla 889 megavat ile İspanya, 760 megavat ile Birleşik Krallık ve 593 megavat ile Türkiye takip etti.
Mevsimsellik ve kurulum temposu
Raporda vurgulandığı üzere rüzgar enerjisi kurulumları yıl boyunca eşit bir hızda gerçekleşmiyor; özellikle deniz üstü projeler hava koşullarına bağlı değişkenlik gösteriyor. Son 10 yılın ortalamasına bakıldığında, deniz üstü inşaatlarının yılın ikinci yarısında birikimli olarak daha yoğun olduğu görülüyor. Bu mevsimsel dalgalanma, yıllık hedeflerin yakalanmasında zamanlama açısından belirleyici oluyor.
Öngörüler ve politika gereklilikleri
Raporda 2025 sonu için öngörülen kurulu güç artışı beklentisinin 22,5 gigavattan 19 gigavata çekildiği belirtiliyor. Yılın ikinci yarısında sisteme yaklaşık 12 gigavat yeni rüzgar gücünün alınması öngörülüyor; bunun 9 gigavatı AB ülkelerinden gelmesi bekleniyor.
AB için 2030 hedefi 425 gigavat olarak belirlenmişken, rapor AB'nin 2030 yılına kadar 344 gigavat kurulu kapasiteye ulaşacağını öngörüyor. Bu toplamın 298 gigavatı kara, 46 gigavatı deniz üstü santrallerden oluşması bekleniyor.
Rapor, özellikle 2030 sonrasında kuruluma güçlü bir ivme kazandırılması için hükümetlerin ve sanayinin önceliklendirmesi gereken alanları sıralıyor: sanayinin elektrifikasyonu, elektrik şebekelerinin genişletilmesi ve modernizasyonu, liman altyapısına yapılacak yatırımlar ve AB'nin yeni izin kurallarının tam uygulanması. Bu alanlardaki ilerleme, hem hedeflerin yakalanması hem de gelecekteki kurulum dalgalarının sürdürülebilirliği açısından kritik olacak.
Genel olarak rapor, mevcut kurulum temposunun mevsimsel değişkenlikler ve güncellenen öngörüler nedeniyle hedeflerle tam örtüşmediğini gösteriyor; ancak politika ve altyapı yatırımlarının hız kazanması halinde beklenen kurulum ivmesinin yakalanabileceği vurgulanıyor.
