TürkAkım 9. yılında: Bölgesel gaz arzında stratejik rolünü sürdürüyor
EBRU ŞENGÜL CEVRİOĞLU - Rusya ile Türkiye arasında 10 Ekim 2016'da imzalanan hükümetler arası anlaşmayla temeli atılan TürkAkım Doğal Gaz Boru Hattı projesi, 9. yılını geride bıraktı.
Projenin gelişimi ve teknik özellikleri
Deniz kısmı 2018'de tamamlanan ve 2020'de devreye alınan proje, bölgesel doğal gaz akışını yeniden şekillendirdi. Rusya'nın Karadeniz kıyısındaki Anapa'dan Türkiye'nin Kıyıköy sahiline uzanan iki hattan oluşan TürkAkım, toplam 31,5 milyar metreküp taşıma kapasitesine sahip. Hatlardan biri Türkiye iç piyasasına gaz sağlarken, diğeri Avrupa'ya teslimat yapıyor.
Hattın resmi açılışı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, Sırbistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'un katıldığı törenle 8 Ocak 2020'de gerçekleştirildi.
Uzman değerlendirmeleri
Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Dr. Öğretim Üyesi Osman Zeki Gökçe, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede hattın hem Türkiye'nin tedarik rotasını çeşitlendirdiğini hem de Rusya'nın Avrupa'ya gaz taşırken Ukrayna, Polonya gibi ülkeler üzerindeki rota bağımlılığını azalttığını vurguladı.
Gökçe, Rusya-Ukrayna Savaşı sürecinde hattın öneminin daha net ortaya çıktığını belirterek, "Türkiye ve TürkAkım'dan faydalanan komşu ülkeler, tedarik sıkıntısı yaşamadan enerji güvenliklerini koruyabildi." dedi.
Gökçe, halihazırda Avrupa'ya Rus gazı taşıyan dört boru hattından yalnızca TürkAkım'ın faaliyette olduğuna işaret ederek şunları paylaştı: "Avrupa'daki araştırma kuruluşu Bruegel'in yayınladığı verilere göre 2025 yılının 39. haftası itibarıyla diğer 3 rotada gaz akışı olmazken TürkAkım boru hattından AB ülkelerine 372 milyon metreküp gaz akışı gerçekleşti. Yılbaşından bu yana toplam akış 13 milyar metreküpü aştı."
Bölgesel etki ve ekonomik boyut
Gökçe'ye göre Avrupa'nın Rus gazına bağımlılığı azaltma politikalarına rağmen bölgesel dinamikler farklı işliyor: "Balkan ve Orta Avrupa ülkeleri, enerji güvenliklerini korumak zorunda. Rus gazı, ABD veya diğer tedarikçilerden gelen sıvılaştırılmış doğal gaza göre daha ekonomik bir opsiyon olarak öne çıkabilir. Bu durum, Balkan ve Orta Avrupa ülkelerinin tedarik tercihlerinde farklılaşmaya ve bu ülkelerin AB ülkeleriyle siyaseten ayrışmasına sebebiyet verecektir. Kısacası Rus gazının, tüm uzaklaşma politikalarına rağmen TürkAkım üzerinden Avrupa'da pazar bulmayı sürdüreceğini düşünüyorum."
Gökçe ayrıca, TürkAkım'ın Türkiye'ye ekonomik katkı sağladığını, spot piyasalardaki fiyat dalgalanmalarına ve tedarik risklerine karşı koruma sunduğunu, Türkiye'nin bu hat üzerinden hem kendi arz güvenliğini güçlendirdiğini hem de Avrupa'ya taşınan gazdan taşıma geliri elde ettiğini belirtti. Uzun vadeli doğal gaz anlaşmalarının fiyat avantajına dikkat çekerek, "Enerji merkezi olma hedefindeki Türkiye için TürkAkım'da belirleyici aktör olmak kritik." değerlendirmesinde bulundu.
Uluslararası perspektif
Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikası Merkezi Araştırma Görevlisi Tatiana Mitrova ise TürkAkım'ın bölgedeki konumuna vurgu yaparak, "Kurulduğu günden bu yana TürkAkım, bölgesel gaz arzında önemli bir rol oynadı. Ukrayna'ya alternatif bir rota sağlayarak Türkiye, Bulgaristan, Sırbistan ve Macaristan'a düzenli teslimatlar yapılmasını güvence altına aldı." dedi.
Sonuç
TürkAkım, deniz altı bağlantısıyla Türkiye'nin arz güvenliğini güçlendirirken, Avrupa'da tedarik çeşitliliği sağlayan önemli bir lojistik koridor olarak varlığını sürdürüyor. Projenin teknik kapasitesi, 2020'den itibaren sağladığı akış ve uzmanların değerlendirmeleri, hattın bölgesel enerji dinamiklerinde etkisini göstermeye devam ediyor.