Trump yönetimi 9 üniversiteye 'Yükseköğretimde Akademik Mükemmeliyet Sözleşmesi' imzalama çağrısı yaptı
Wall Street Journal'ın haberine göre, Donald Trump yönetimi, ülkedeki dokuz üniversiteye federal fonlara öncelikli erişim sağlamayı hedefleyen çok maddeli bir sözleşme imzalama çağrısı yaptı. Söz konusu belge, Yükseköğretimde Akademik Mükemmeliyet Sözleşmesi başlığıyla yayımlanan 10 maddelik kapsamlı bir metin olarak açıklandı.
Sözleşmenin kapsamı ve koşulları
Mektupta yer alan koşullar arasında ırk veya cinsiyete dayalı kabul uygulamalarını yasaklama, beş yıl boyunca öğrenim ücretlerini dondurma, uluslararası lisans öğrenci sayısını sınırlama, standart sınav şartı getirme ve notların şişirilmesini ele alma gibi maddeler bulunuyor. Hükümet, sözleşmeyi imzalayan kurumlara yönelik olarak bu koşulları yerine getirmeleri halinde onlara önemli federal fonlara öncelikli erişim hakkı tanınacağını belirtti.
Denetim, raporlama ve olası yaptırımlar
Mektupta, anlaşmanın federal hükümete üniversitelerin medeni haklar yasalarına uyduğuna ve "federal öncelikleri güçlü şekilde sürdürdüklerine" dair güvence vereceği vurgulandı. Ayrıca, sözleşme şartlarını ihlal eden üniversitelerin o yıl aldıkları federal fonları ve özel bağışları geri ödemek zorunda kalabileceği ifade edildi. Performansın değerlendirilmesi için öğretim üyeleri, öğrenciler ve çalışanlar arasında anonim anketler yapılacağı ve bu sonuçların kamuoyuyla paylaşılacağı, ayrıca sonuçların Adalet Bakanlığı tarafından inceleneceği kaydedildi.
Hangi üniversitelere gönderildi?
Mektup, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), Vanderbilt, Dartmouth, Pennsylvania, Güney California (USC), Texas, Arizona, Brown ve Virginia üniversitelerinin yönetimlerine gönderildi. Mektupta ayrıca anlaşmanın çalışanların kurum adına siyasi görüş açıklamalarını yasakladığına dair bir hüküm de yer aldı.
Tepkiler ve mevcut gerilim
Amerikan Eğitim Konseyi tarafından yapılan açıklamada, sözleşmenin özellikle siyasi ifade ile ilgili şartlarının kaygı verici olduğu vurgulandı. Yapılan açıklamada, "Entelektüel ortamın canlı ve açık uçlu olup olmadığına kim karar verecek? Bu, federal hükümetin karışacağı bir alan değil. Bunun ifade özgürlüğü üzerindeki etkileri korkunç." ifadeleri kullanıldı. Haberde ayrıca, federal hükümetin daha önce aralarında Harvard'ın da olduğu birçok üniversiteyi, kampüs protestoları ve çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programlarını gerekçe göstererek federal fonlarını dondurmakla tehdit ettiği hatırlatıldı.
Bu adım, yükseköğretim kurumları ile federal hükûmet arasında antisemitizm, ifade özgürlüğü ve çeşitlilik programları üzerinden süren gerilimin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Sözleşmenin uygulanması ve denetimiyle ilgili süreçlerin nasıl işleyeceği ise önümüzdeki dönemde tartışma ve hukuki incelemeye konu olmaya aday.