Trump'ın politikaları ABD'de yenilenebilir enerji yatırımlarını ve istihdamı riske atıyor
Yönetim adımları ve sektöre etkileri
AA muhabirinin derlemesine göre, Başkan Donald Trump'ın göreve başladıktan sonra aldığı kararlar yenilenebilir enerji sektöründe belirsizlik yarattı. Yönetim, Ocak'ta yeni deniz üstü rüzgar sahalarının kiralanmasına moratoryum getirirken, federal arazilerdeki tüm rüzgar ve güneş projeleri için İçişleri Bakanlığı onayını şart koştu.
One Big Beautiful Bill adıyla anılan kanun kapsamındaki değişikliklerle rüzgar, güneş enerjisi ve elektrikli araçlara sağlanan vergi teşvikleri daraltıldı. Ayrıca ABD Ulaştırma Bakanlığı geçen ay, ülke genelinde 12 deniz üstü rüzgar projesine ayrılan toplam 679 milyon dolarlık fonu iptal ettiğini açıkladı.
Yatırım verileri ve projelerde aksama
BloombergNEF verileri, ABD'nin yenilenebilir enerji yatırımlarının yılın ilk yarısında önceki altı aylık döneme kıyasla %36 azalarak yaklaşık 20,5 milyar dolara gerilediğini gösteriyor. Aynı dönemde AB-27 ülkelerindeki yatırımlar ise %63 artışla yaklaşık 30 milyar dolara yaklaştı.
2024'te yeni rüzgar kurulumları son yılların en düşük seviyesinde gerçekleşirken, Danimarkalı Orsted şirketi Rhode Island'daki neredeyse tamamlanmış Revolution Wind projesini federal iş durdurma kararı sonrası askıya almak zorunda kaldı.
Amerikan Yenilenebilir Enerji Konseyi Başkanı Ray Long, Revolution Wind projesinin durdurulmasını 'son derece yıkıcı bir hata' olarak nitelendirerek, 'Projeler yüzde 80 tamamlanmışken bile taahhütlerin yerine getirilmeyeceği mesajı veriliyor. Bu, yatırımcılar için ürkütücü bir sinyal.' ifadelerini kullandı.
Uzman değerlendirmeleri: Belirsizlik ve işgücü etkileri
Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Enerji ve İklim Merkezi araştırmacısı Thibault Michel, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, ABD'nin son yıllarda temiz enerji yatırımları açısından cazip olduğunu ancak Trump'ın son açıklamalarının sektörde belirsizlik yarattığını söyledi.
Michel, yönetimin rüzgar ve güneş enerjisine yönelik kuşkuculuğunun uygulamaya dönüştüğünü belirterek, 'Rüzgar ve güneş enerjisi tedarik zincirinde kaybolan istihdam petrol ve gazla geri gelmeyecek. Çoğu araştırma, aynı miktarda enerji için yenilenebilir kaynakların fosil yakıtlardan daha fazla istihdam sağladığını ortaya koyuyor.' dedi.
Michel, birçok projenin nihai yatırım kararının yönetimin sıkılaştırdığı kurallar nedeniyle beklemede olduğunu, ABD'li firmaların öncesinde de yüksek maliyetler ve küresel rekabet nedeniyle zorlandığını vurguladı. Ayrıca bazı yeni nükleer ve gaz projelerinin arzı artırabileceğini fakat yeni santrallerin 2028'den önce devreye girmesinin olası olmadığını belirterek, 'Rüzgar, güneş ve hatta pil depolamadan kapasite artışlarını geri çekerseniz artan talebe ayak uydurmak imkansız görünüyor.' değerlendirmesinde bulundu.
Küresel karşılaştırma ve yatırım eğilimleri
WindEurope Basın ve İletişim Müdürü Christoph Zipf, 2024'te dünya genelinde yeni eklenen elektrik üretim kapasitesinin %92,5'ini yenilenebilir enerji kaynaklarının oluşturduğunu belirtti. Zipf, yatırımcıların bu eğilimi desteklediğini ve yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların fosil yakıtlara yapılan yatırımları önemli ölçüde geride bıraktığını söyleyerek, 'Yenilenebilir enerji kaynaklarının küresel büyümesini yavaşlatmanın tek yolu politika müdahaleleri ve bu tür müdahaleler ekonomik mantığa aykırı.' ifadelerini kullandı.
Sektör için kısa ve orta vadeli çıkarımlar
Mevcut politika değişiklikleri, federal düzeyde belirsizlik yaratarak özel yatırımcıları ve proje finansmanını etkiliyor. Bazı eyaletlerin yenilenebilir enerji kapasitesini genişletmeye devam etmesi piyasada ayrışma oluştururken, federal politikalardaki belirsizlikler yatırımları ve istihdam beklentilerini baskılıyor. Sektördeki aktörler, yönetim kararlarının uzun vadeli enerji arzı, yatırım güveni ve istihdam üzerindeki etkilerini yakından izliyor.