İstanbul'da Malezya Palm Yağı Forumu: Ticaret ve Sürdürülebilirlik Öne Çıktı
Malezya Palm Yağı Konseyi (MPOC) tarafından İstanbul'da düzenlenen forum, Malezyalı üreticiler, küresel alıcılar ve son kullanıcıları bir araya getirerek palm yağı tedarik zincirinin ticari ve sürdürülebilirlik boyutlarını masaya yatırdı.
Forumun ana gündemi ve mesajı
Malezya'nın İstanbul Başkonsolosu Ahmad Amiri Abu Bakar, açılış konuşmasında Türkiye ile ticaret ilişkilerinin güçlendiğini vurguladı. Abu Bakar, "Türkiye, yaklaşık 1 milyar dolar değerinde 1,1 milyon metrik tonluk toplam ihracatıyla Malezya'nın beşinci en büyük palm yağı ihracat destinasyonu." şeklinde konuştu ve iki ülke arasındaki ticaretin 2024'te %18 artarak 4,46 milyar dolardan 5,28 milyar dolara yükseldiğini paylaştı.
Abu Bakar, artışın 2025'e de taşındığını belirterek ocak-temmuz döneminde ikili ticaretin %7,2 artışla 3,25 milyar dolar olduğunu ve Malezya'nın Türkiye'ye ihracatının %6,7 yükselerek 2,76 milyar dolar seviyesine ulaştığını kaydetti.
Sürdürülebilirlik ve orman koruma taahhütleri
Başkonsolos Abu Bakar, Malezya'nın ülke topraklarının yarısını orman örtüsü olarak koruma kararlılığını vurguladı ve palm yağı üretiminin Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile Avrupa Birliği'nin ormansızlaşma yönetmeliği uyumlu olduğunu belirterek "hiçbir ormanın zarar görmediğini" ifade etti.
Endüstrinin ekonomik ağırlığı
MPOC Üst Yöneticisi Belvinder Sron, palm yağının Malezya için stratejik önemine dikkat çekti: "Palm yağı endüstrisi Malezya ulusal ekonomisinin temel taşlarından biri olarak öne çıkıyor." Sron, Malezya'nın küresel palmiye yağı arzına %24 katkı sağlayıp dünyanın en büyük ikinci üreticisi konumunda olduğunu, geçen yıl palm yağı ve ürünleri ihracatından 24 milyar dolar gelir elde edildiğini aktardı.
Sron, sektörün 450 binden fazla küçük çiftçiyi desteklediğini, üretimin geçen yıl 19,3 milyon tona ulaştığını ve sektörün GSYİH'ya %3 katkı sağladığını belirtti. Türkiye pazarına yönelik ihracatın çeşitlendirme çabalarının bir sonucu olarak Hindistan, Çin ve AB gibi geleneksel pazarların önüne geçtiğini söyleyen Sron, Türkiye'nin hem pazar büyüklüğü hem de coğrafi konumuyla stratejik bir rol üstlendiğini ifade etti: "Türkiye, Malezya palmiye yağının Orta Doğu bölgesindeki en büyük pazarı haline geldi. Türkiye, pazar büyüklüğünün yanı sıra Avrupa, Asya ve Orta Doğu arasında bir köprü görevi gören stratejik konumuyla benzersiz bir öneme sahip. İthal edilen palmiye yağının büyük bir kısmı katma değerli işleme ve üretimde kullanılmakta ve bu nihai ürünlerin çoğu daha sonra AB de dahil olmak üzere komşu pazarlara ihraç ediliyor."
Uzman değerlendirmeleri ve sunumlar
Forumda beslenme açısından görüş bildiren Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden Dr. Roger Clemens, palm yağının doğal olarak palmitik asit bakımından zengin olduğunu ve bu yağ asidinin anne sütü dahil birçok doğal kaynağa bulunduğunu belirterek, "Palm yağının sağlık üzerindeki etkileri, sadece içeriğiyle değil, dengeli beslenme ve yaşam tarzıyla birlikte değerlendirilmelidir." dedi.
Etkinlikte ayrıca SD Guthrie'den Dr. Nagendran Lelchumanan, MSPO Sertifikasyon ve Operasyon Hizmetleri Başkanı Muhammad Haris Abdullah ve TransGraph Consulting'den Nagaraj Meda palm yağının gıda güvenliği, beslenme, sürdürülebilirlik standartları ve pazar dinamikleri üzerine sunumlar gerçekleştirdi.
Forum, Malezya palm yağı sektörünün ekonomik etkileri ve sürdürülebilir üretim taahhütlerini kurumsal alıcı ve düzenleyici çevreye aktarma yönündeki çabalarını pekiştirdi.
Malezya Palm Yağı Konseyi (MPOC), Malezyalı palm yağı üreticilerini, global alıcıları ve son kullanıcıları İstanbul'da düzenlediği Malezya Palm Yağı Forumu'nda bir araya getirdi. Programa, Malezya'nın İstanbul Başkonsolosu Ahmad Amiri Abu Bakar (solda) ve MPOC Üst Yöneticisi Belvinder Sron da (sağda) katıldı.
