DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0,01%
BITCOIN
3.849.831,61 0,11%

Hindistan, ABD Tarifeleri ve Rus Petrolü Geriliminde 'Stratejik Özerklik'le Çin'e Yaklaşıyor

Hindistan, ABD'nin tarifeleri ve Rus petrolü baskılarıyla gerilirken, stratejik özerklik vurgusuyla Çin'le işbirliğini güçlendiriyor; ticaret ve enerji verileri tansiyonu gösteriyor.

Yayın Tarihi: 05.09.2025 11:09
Güncelleme Tarihi: 05.09.2025 11:09

Hindistan, ABD Tarifeleri ve Rus Petrolü Geriliminde 'Stratejik Özerklik'le Çin'e Yaklaşıyor

Hindistan, stratejik özerklik savunmasıyla ABD Baskısını Dengelemeye Çalışıyor

Rus petrolü ithalatı ve Washington kaynaklı yüksek tarifeler nedeniyle gerilen Hint-ABD ilişkileri, Yeni Delhi'nin 'stratejik özerklik' söylemiyle dengelenmeye çalışılıyor. Bu çerçevede Hindistan, hem dış baskıya direnme hem de bölgesel işbirliklerini güçlendirme hedefiyle Çin'e yönelik temaslarını yoğunlaştırdı.

Rus petrolü ve enerji verileri

ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) verilerine göre, Ukrayna-Rusya Savaşı sonrası Rusya'nın toplam petrol ihracatında Avrupa'nın payı yüzde 11'e gerilerken, Asya ve Okyanusya'nın payı yüzde 81'e yükseldi. Savaş öncesinde Hindistan'ın Rus petrolündeki payı yüzde 1 iken savaş sonrası bu oran yüzde 36'ya çıktı.

Kaynağın verdiği dönemsel verilerde Rusya'nın ham petrol ve kondensat ihracatı 2020-2024 döneminde günlük ortalama 5 milyon varil olurken, 2025'in ilk yarısında bu rakam günlük 4,3 milyon varile indi.

Oslo Üniversitesi öğretim üyesi Francesco Sassi'nin değerlendirmesine göre, Hindistan'ın yaz dönemi ham petrol ithalatı haziranda günlük 2,1 milyon varille olağan yıllık zirveye ulaşmış; 2025'in ilk yarısında ise ortalama günlük 1,8 milyon varil seviyesinde gerçekleşti. Sassi, bu verilerin Moskova'nın Yeni Delhi için stratejik petrol tedarikçisi konumunu ve Hindistan'ın Amerikan taleplerine uymadaki isteksizliğini yansıttığını belirtiyor.

ABD'nin tarifeleri ve ekonomik etkileri

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Rus ham petrolünü ithal etmeyi sürdürmesi nedeniyle Hindistan'a karşı ağustosta belirgin tarife adımları attı. Hedeflenen ürün grupları arasında tekstil, mücevherat ve karides gibi sektörler bulunuyor; uygulanan vergi oranı yüzde 50 olarak açıklandı.

Resmi verilere göre iki ülkenin mal ve hizmet ticareti 2024'te toplam 212,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşirken, bunun 128,9 milyar dolar'ını mal ticareti oluşturdu. ABD'nin Hindistan'a ihracatı 41,5 milyar dolar, Hindistan'ın ABD'ye ihracatı ise 87,3 milyar dolar kaydedildi.

Trump'ın getirdiği vergilerin, Hindistan'ın ABD'ye ihracatını yaklaşık yüzde 40-43 oranında düşürebileceği, bunun da Hint ekonomisine yaklaşık 35-38 milyar dolar zarar verebileceği öngörülüyor.

Hint yönetiminin savunması

Trump yönetimine yakın kıdemli danışman Peter Navarro, ABD basınına yaptığı açıklamada Hindistan'ı, ambargolar sonrası Rusya'dan indirimli fiyatlarla ham petrol alıp bunu rafine ederek başkalarına ihraç etmekle suçladı. Navarro, bu uygulamanın 'Rus savaş makinesini' beslemeye hizmet ettiğini iddia etti.

Hint yetkililerinden karşı açıklama geldi. Hindistan Petrol ve Doğal Gaz Bakanı Hardeep Singh Puri, Navarro'nun ithamlarına yanıt olarak ülkesinin uluslararası kuralları ihlal etmediğini savundu. Puri, Hindistan'ın Rusya'dan ithal ettiği petrolün G-7'nin tavan fiyat mekanizmasıyla uyumlu olduğunu ve bu alımın uluslararası piyasaların istikrarına katkı sağladığını belirtti. Puri, 'Gerçek şu ki dünyanın küresel petrol tedarikinin yaklaşık 10'unu sağlayan dünyanın ikinci petrol üreticisinin yerini tutabilecek hiç kimse yok.' ifadesini kullandı.

Yeni Delhi, ABD'ye karşı tarife bariyerleri karşısında geri adım atmayacağını 'stratejik özerklik' argümanıyla savunuyor; bu yaklaşım, Başbakan Narendra Modi'nin hem Çin hem ABD'ye karşı tüm seçenekleri masada tutarak ülke çıkarlarını maksimize etme stratejisini yansıtıyor.

Modi'nin Çin ziyareti ve bölgesel mesajlar

Hint-ABD geriliminin tırmanması iki ülke liderleri arasındaki iletişimi de etkiledi; basına yansıyan haberlere göre Trump'ın telefon çağrılarına Modi cevap vermedi. Bu dönemde Modi, Çin'in Tiencin kentinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Teşkilatı 25. Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi'ne katıldı ve Çin'i sınır meseleleri nedeniyle yedi yıl sonra ilk kez ziyaret etti.

Modi, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşmesinde Hindistan ve Çin'in 'rakip değil, ortak' olduğunu vurguladı ve ikili ilişkileri uzun vadeli bakış açısıyla değerlendirmeye hazır olduklarını söyledi. Ziyaret kapsamında ulaştırma, vize, sınır güvenliği, ticaret ve diğer alanlarda önemli anlaşmalar imzalandı; bu adımlar, Yeni Delhi'nin hem ekonomik hem diplomatik alanda çok taraflı seçenekleri kullanma yönündeki pragmatik tutumunu gösteriyor.

Yakın dönem görünüm

Mevcut veriler ve diplomatik adımlar, Hindistan'ın enerji tedarikindeki Rusya bağımlılığını sürdürdüğünü ve bu tercihin Washington ile ilişkilerde mali ve politik gerilimlere yol açtığını ortaya koyuyor. Aynı zamanda Yeni Delhi'nin Çin ile artan temasları, ülkenin dış politikasında stratejik özerklik anlayışını güçlendirdiğine işaret ediyor. Bu denge arayışı, önümüzdeki dönemde hem bölgesel hem de küresel enerji ve ticaret dinamikleri üzerinde etkili olmaya devam edecek.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı