EKODOSD Söyleşisinde Kuşadası’nın Müzeleri ve Tarihî Dokusu Ele Alındı
Kuşadası’nda Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) tarafından düzenlenen Çarşamba Söyleşilerine bu hafta sanat tarihçisi Ersin Serçek konuk oldu. Serçek, etkinlikte Kuşadası’nın tarihî dokusunu, kent belleğini koruma çabalarını ve kentteki müzelerin kentin kimliğine katkılarını detaylı biçimde anlattı.
Yıldırım Caddesi ve Tarihî Mekânlar
Sunum, Kuşadası’nın eski mahallelerinden Dağ Mahallesi ile başladı. Kentsel sit alanı içinde yer alan ve ödüllü cephe projeleriyle ön plana çıkan Yıldırım Caddesi üzerindeki müzeler, Serçek’e göre kentin geçmişine ışık tutuyor. KUAKMER’in karşısında açılması planlanan Oyuncak Müzesi, geçmişin izlerini taşıyan oyuncaklarla ziyaretçilere nostaljik bir yolculuk sunacak şekilde tanıtıldı.
Aynı cadde üzerinde bulunan ve Reşat Nuri Güntekin’in 'Çalıkuşu' romanında Feride öğretmenin kaldığı ev, Kuşadası’nın edebiyat ve kimlik bağlamında önem taşıyan simge yapılarından biri olarak vurgulandı.
Doğa ve Bilim Odaklı Koleksiyonlar
Serçek, tarihî dokusunu koruyan Efe Suphi Konuk Evinin ziyaretçilere geçmişle bugünü bir arada yaşattığını belirtti. Karşısında bulunan Mineral Fosil Müzesi ise milyonlarca yıl öncesine ait örneklerle doğanın tarihini sergiliyor.
Yıldırım Caddesi’nin sonunda yer alan ve sanatçı Necati Korkmaz eserlerinin sergilendiği Mikro Minyatür Müzesi, dünya örnekleri arasında sayılan özel bir sanat türünü temsil ediyor.
Tarihi Kervansaray ve Tematik Koleksiyonlar
Sunumda ayrıca Sadrazam Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı ve içinde yer alan Porselen Bebek Müzesi hakkında bilgi verildi. Kuşadası’nda koruma çalışmaları yürüten Lady Rosemary Baldwin anısına düzenlenen anı evi ile üst katında bulunan Haluk Perk Kahve Evi de etkinlikte ele alınan kültürel mekânlar arasında yer aldı.
Güvercinada, Denizcilik ve Doğa Tarihi
Güvercinada Açık Hava Müzesinde yer alan Haluk Perk Koleksiyonu ile dünyanın ilk tematik müzesi olarak kabul edilen Deniz Ticaret Tarihi Müzesinin denizcilik ve ticaretin kültürel etkilerini çarpıcı biçimde sergilediği belirtildi. Ayrıca iç kalede sergilenecek olan ve 1998 yılında Dilek Yarımadası’na vuran Fin Balinasına ait iskeletin Kuşadası’nın doğa tarihine katkı sağlayacağı ifade edildi.
Müze Çeşitliliği ve Kent Kimliği
Serçek, müzelerin kentlerin kimliğini yaşatmada oynadığı önemli role dikkat çekerek Oleatrium Zeytin ve Zeytinyağı Tarihi Müzesini özel bir örnek olarak gösterdi. Türkiye’nin ilk rafine zeytinyağı fabrikasının kurulduğu Kuşadası’nda zeytin kültürünün günümüze taşındığı vurgulandı. Ayrıca bir doğa tarihi müzesinin kentin zengin ekosistemini geleceğe aktarmak için önemli bir ihtiyaç olduğu altı çizildi.
İşbirliği Çağrısı ve Kapanış
Etkinlikte Kuşadası’nın sadece bir turizm merkezi değil, aynı zamanda bir kültür ve sanat kenti olduğu vurgulandı. Mevcut müzelerin yaşatılması ve yeni müzelerin kazandırılması için yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliğinin önemine dikkat çekildi. Söyleşi sonunda Serçek’e teşekkür belgesi, sanat tarihçisi Seren Erdil Serçek tarafından takdim edildi.
KUŞADASI’NDA EKOSİSTEMİ KORUMA VE DOĞA SEVENLER DERNEĞİ (EKODOSD) TARAFINDAN DÜZENLENEN 'ÇARŞAMBA SÖYLEŞİLERİ'NİN BU HAFTAKİ KONUĞU SANAT TARİHÇİSİ ERSİN SERÇEK OLDU. SERÇEK, KUŞADASI’NIN TARİHÎ DOKUSUNU VE KENTİN KÜLTÜREL MİRASINA KATKI SAĞLAYAN MÜZELERİ ANLATTI.
