Üner Karabıyık: LGBT propagandalarına karşı 'aile dostu ekosistem' inşa edilmeli
İstanbul Aile Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Üner Karabıyık, Edirne'de İslam Alimleri Vakfınca düzenlenen 'Kendi Gök Kubbemiz Balkan Alimleri Buluşması-2' programında yer alan 'Aileye Yönelik Tehditler ve Tedbirler' oturumunda konuştu. Karabıyık, konuşmasında hem demografik kaygılara hem de aile yapısını hedef aldığını belirttiği LGBT propagandasına karşı alınması gereken tedbirleri sıraladı.
Nüfus ve doğum oranlarına ilişkin değerlendirme
Karabıyık, evlenme yaşının yükseldiğini ve Türkiye nüfusunun yaşlandığını vurguladı. Buna göre ortanca yaşın şu anda 34'ü geçtiğini, 2100 yılına gelindiğinde ortanca yaşın 52,2 olarak öngörüldüğünü aktardı. Karabıyık, mevcutta yaşlı nüfus oranının Türkiye'de yüzde 10'u aştığını söyledi ve projeksiyonlara göre kötümser senaryoda bugünkü 85 milyon civarı nüfusun 2100'lere gelindiğinde 54 milyona düşebileceğini, Birleşmiş Milletler'in çalışmalarına göre 40 milyonun altına inme riskinin var olduğunu belirtti.
Ayrıca Karabıyık, bazı ülke örneklerine atıfla doğum oranlarına dikkat çekti: 'Güney Kore'de kadın başına 1,2'ye düşen doğum oranının, 200 milyar dolar bütçe ayrılmasına rağmen son 15 yılda artırılamayarak 0,7'ye düştüğünü' söyledi. Türkiye genelinde kadın başına doğum oranının şu anda 1,48 olduğunu, nüfusun devamı için gerekli seviyenin 2,1 olduğunu ve bunun altına düşüldüğünde 'beyaz ölüm' kavramının söz konusu olduğunu ifade etti.
'Soy kurutma' iddiaları ve demografik güç
Karabıyık, gelişmeyle birlikte doğum oranlarının düştüğünü, BM insani gelişmişlik endeksinde ilk 50 ülkenin kadın başına doğum oranlarının 2'nin altında olduğunu söyledi. Bu çerçevede tek istisna olarak İsrail'i işaret eden Karabıyık, İsrail'in kadın başına doğum oranının 2,92'nin üstünde olduğunu vurguladı ve Gazze'de yaşananlara atıfla 'soykırım' ve 'soy kurutma projeleri' iddiasını dile getirdi. Karabıyık'a göre demografik güç, milli güç unsurları içinde birinci sırada yer alıyor ve zayıflaması göçmen ihtiyacını doğuruyor.
Kimyasallar, propaganda ve hedef kitlenin gençler olduğu iddiası
Konuşmasında gıdalardaki kimyasalların ve 'cinsiyet bükücü' maddelerin doğurganlığı etkilediğini, hormon seviyelerini değiştirdiğini savunan Karabıyık, bunun yanında LGBT propagandası ve dayatmasının sanat, spor, medya, bilim, hukuk, iş dünyası ve siyasette kullanıldığını öne sürdü. Karabıyık, bu propagandanın 'özellikle gençleri hedef aldığını' ve gençlerin zihinlerinin yeni paradigmada işgal edildiğini belirtti.
Saha araştırmalarına göre toplumumuzun yüzde 75'i LGBT propagandasının Türk aile yapısını hedef aldığına ve taleplerin bir dayatma olduğuna inanıyor, diye konuştu ve bu algının siyasi kutuplaşma sınırlarını aşan bir netlikte olduğunu söyledi.
Öneriler: Aile dostu ekosistem ve BM'de adımlar
Karabıyık, bu tehdide karşı 'aile dostu ekosistemi' inşa edilmesi gerektiğini savundu ve Birleşmiş Milletler nezdinde somut adımlar atılması gerektiğini belirtti. Önerisi, sürdürülebilir kalkınma amaçları arasına 'sürdürülebilir ailenin korunması'nın eklenmesi ve gezegeni merkeze alan mevcut sürdürülebilirlik yaklaşımı yerine insanlığı merkeze alan yeni bir yaklaşım ortaya konması yönündeydi.
Konuşmasını 'Bu yalnızca ahlaki veya manevi bir tartışma değil, var oluşumuza yönelen büyük bir tehdit. Bekamızla ilgili bir milli güvenlik meselesidir' sözleriyle sürdüren Karabıyık, Gazze iddialarına atıfla 'Bunun karşısında hep birlikte mücadele etmeliyiz' çağrısı yaptı.
Edirne'de İslam Alimleri Vakfınca "Kendi Gök Kubbemiz Balkan Alimleri Buluşması-2" programında "Aileye Yönelik Tehditler ve Tedbirler" başlıklı oturum düzenlendi. İstanbul Aile Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Üner Karabıyık (ortada), oturumda konuşma yaptı.