DOLAR
42,84 -0,05%
EURO
50,58 0,09%
ALTIN
6.167,49 0,22%
BITCOIN
3.742.705,71 0,66%

Türkiye-ABD ilişkilerinde dönüm noktası: 25 Eylül Beyaz Saray görüşmesinin anlamı

Erdoğan-Trump 25 Eylül görüşmesi, iki ülke ilişkilerinde yeni bir denge işareti verdi; bölgesel krizler, İsrail ve savunma gündemi görüşmenin merkezindeydi.

Yayın Tarihi: 26.09.2025 12:19
Güncelleme Tarihi: 26.09.2025 12:19

Türkiye-ABD ilişkilerinde dönüm noktası: 25 Eylül Beyaz Saray görüşmesinin anlamı

Erdoğan-Trump görüşmesi: 25 Eylül Beyaz Saray buluşmasının özeti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki uzun beklenen görüşme, 25 Eylül Perşembe günü Beyaz Saray'da gerçekleştirildi. BM Genel Kurulu vesilesiyle yapılan ziyaret kapsamında gerçekleşen buluşma, yaklaşık 2 saat 20 dakika sürdü ve ikili ilişkilerde yıllardır çözümü bekleyen konular ile bölgesel ve küresel meseleler masaya yatırıldı.

ABD'nin Türkiye'ye yönelik ihtiyacı

Toplantı sonrası yapılan açıklamalardaki ton ve protokoldeki yakınlık, görüşmenin ABD açısından Türkiye'yi yeniden daha stratejik bir konuma taşıdığı izlenimini doğurdu. ABD'nin, bölgede oluşabilecek güç boşluğunda Türkiye'nin rolünü ve etkisini gözetmek zorunda olduğu değerlendirmesi, toplantının arka planını açıklıyor. Bu bağlamda F-35, F-16 süreçleri, CAATSA yaptırımları, Halkbank ve Suriye politikaları gibi uzun süredir tartışılan başlıklar ABD için yeniden öncelik kazanan konular haline geldi.

Bölgesel dinamikler ve küresel rekabet

Analizde, Rusya, Hindistan ve Çin ile şekillenmeye çalışan dengeler ile İsrail-Gazze krizinin ABD'nin bölgesel pozisyonuna etkisi vurgulandı. Özellikle İsrail'in Gazze'deki eylemlerinin bölge aktörleri nezdinde yarattığı tepkiler ve bunun Abraham Anlaşmaları üzerindeki etkileri ele alındı. Körfez ülkelerinin, Gazze'deki çatışmalar sürerse Trump'a verdikleri yatırım taahhütlerini gözden geçirebileceklerine dair işaretler, Washington'un bölgesel stratejisinde belirsizlikler yarattı.

Görüşmenin olası sonuçları

Yapılan değerlendirmeye göre görüşmede Gazze'deki durumdan Suriye'deki güvenlik meselelerine kadar geniş bir gündem ele alındı. Ankara'nın bölgesel ve küresel politikalarda daha etkin bir aktör olarak konumlanması Washington için önemli bir stratejik seçenek olarak öne çıktı. Bu çerçevede YPG/SDG'ye yönelik adımlar, Suriye'de merkezi otoriteyle entegrasyon ve bölgesel işbirliklerine dair çeşitli mutabakatların konuşulmuş olması şaşırtıcı olmaz.

İsrail cephesi ve önümüzdeki süreç

Analiz, bu yeni yakınlaşmanın özellikle Netanyahu hükümetini rahatsız edebileceğini belirtiyor. Eğer Trump, Netanyahu ile görüşmelerinde Batı Şeria'nın ilhakına izin verilmeyeceği ve Gazze sürecinin sona erdirilmesi yönünde güçlü bir tutum sergileyebilirse, ABD'nin bölgedeki sözlerini pekiştirme imkânı doğabilir. Ancak yazar, bunun kolay bir süreç olmayacağını vurguluyor; Trump-Netanyahu görüşmesinin çıktıları, bölgedeki dengeyi ve ABD'nin yeni konumunu belirlemede kritik rol oynayacak.

Dr. Ufuk Necat Taşçı, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyesidir.

Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı