DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0,01%
BITCOIN
3.847.315,27 0,17%

Türkiye-ABD Enerji İşbirliği: LNG ve Nükleer Anlaşmalar Arz Güvenliğini ve ‘Enerji Merkezi’ Hedefini Güçlendiriyor

Türkiye ile ABD arasındaki LNG ve sivil nükleer mutabakatlar, arz güvenliğini artırmayı, enerji merkezi hedefini desteklemeyi ve ticari ilişkileri genişletmeyi amaçlıyor.

Yayın Tarihi: 29.09.2025 11:08
Güncelleme Tarihi: 29.09.2025 11:08

Türkiye-ABD Enerji İşbirliği: LNG ve Nükleer Anlaşmalar Arz Güvenliğini ve ‘Enerji Merkezi’ Hedefini Güçlendiriyor

Türkiye-ABD enerji işbirliğinde yeni dönem: LNG tedariki ve nükleer mutabakat

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Beyaz Saray ziyaretinin ardından imzalanan enerji anlaşmaları, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasında ilişkilerin enerji ekseninde derinleştiğini gösteriyor. İmzalanan uzun vadeli LNG anlaşmaları ile Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı (MoU), iki ülke arasında ekonomik ve teknik işbirliğini ön plana çıkarıyor.

LNG anlaşmalarının kapsamı ve etkileri

Türkiye adına petrol ve gaz altyapısı ve ticaretinden sorumlu BOTAŞ, Mercuria ve Woodside Energy ile uzun dönemli LNG mutabakatları imzaladı. Mercuria ile 2026–2045 dönemini kapsayan ve yaklaşık 20 yıl sürecek anlaşma, toplamda yaklaşık 70 milyar metreküp doğal gaz eşdeğeri LNG tedarikini ve yıllık yaklaşık 4 milyar metreküp teslimatı öngörüyor. Anlaşmanın finansal hacmi yaklaşık 43 milyar dolar olarak belirtiliyor.

Woodside Energy ile yapılan ön anlaşma ise 2030'dan itibaren 9 yıl süresince yaklaşık 5,8 milyar metreküp LNG tedarikini kapsıyor; tedarikin çoğunluğunun Louisiana LNG Projesi'nden sağlanması bekleniyor. Teslimatların kış aylarına ağırlık verecek şekilde planlanması ve teslimat noktalarında sağlanan esneklik, arz güvenliğini güçlendirecek bir yapı sunuyor.

Arz güvenliği, çeşitlendirme ve enerji merkezi stratejisi

Bu anlaşmalar, Türkiye'nin enerji kaynaklarını çeşitlendirme ve Rusya, İran gibi geleneksel tedarikçilere bağımlılığı azaltma stratejisinin uygulamadaki somut adımları olarak değerlendirilebilir. Mevcut FSRU (Dörtyol, Saros) ve yer altı depolama tesisleri (Silivri, Tuz Gölü) yatırımlarıyla birleştiğinde, LNG tedarikinin esnekliği Türkiye'yi bölgesel enerji koridorlarında daha etkin bir aktör haline getirme potansiyeli taşıyor.

Daha fazla tedarikçinin devreye girmesi piyasa rekabeti ve Türkiye'nin pazarlık gücünü artırma açısından önem taşıyor. Ancak LNG ticaretinin küresel dinamikleri, ticari riskler ve sözleşme para birimi ile spot fiyatlara göre esnek fiyatlama mekanizmaları gibi uygulama detaylarının anlaşmalarda netleştirilmesini gerektiriyor.

Altyapı ihtiyacı ve ticaret olanakları

Mercuria ve Woodside anlaşmaları, Türkiye'de gazlaştırma, depolama, terminal ve FSRU kapasitesinin artırılmasını gerekli kılıyor. Bu altyapı yatırımları, LNG'nin yeniden ihracı ve bölgesel hub olma hedefi açısından belirleyici olacak. LNG ticaretinin boru hatlarına göre sağladığı esneklik, Türkiye'nin enerji merkezine dönüşme stratejisini destekleyen önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.

Nükleer işbirliği: Stratejik bir adım

Türkiye ile ABD arasında imzalanan Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı, nükleer teknolojinin barışçıl kullanımı kapsamında Ar-Ge, teknoloji paylaşımı, güvenlik protokolleri ve düzenleyici uyumlaştırmayı kapsayan uzun vadeli bir işbirliğine zemin hazırlıyor. Mutabakat zaptı, nükleer alanda Türk-Amerikan ilişkilerinde bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir.

Bu çerçevede, başta Küçük Modüler Reaktörler (SMR) olmak üzere farklı ölçeklerde nükleer uygulamalarının değerlendirilmesi, Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefine ve Paris Anlaşması kapsamındaki Ulusal Katkı Beyanına katkı sağlayacak bir alternatif sunuyor. Ayrıca yeni anlaşma, Akkuyu Nükleer Santrali gibi mevcut projelerdeki dışa bağımlılığı azaltmaya yönelik bir adım olarak okunabilir.

Stratejik sonuçlar ve geleceğe bakış

ABD ile imzalanan LNG tedarikleri ve sivil nükleer işbirliği mutabakatı, Türkiye'nin uzun vadeli arz güvenliğini sağlamaya, enerji merkezi hedefini ilerletmeye ve stratejik ortaklıklarını çeşitlendirmeye hizmet ediyor. Bu adımlar, iki NATO müttefiki arasında savunma ve siyasi gerilimlerin ötesine geçen işbirliği alanlarını genişletirken, aynı zamanda 100 milyar dolarlık ticaret hedefine katkı potansiyeli taşıyor.

İlerleyen dönemde farklı küresel enerji şirketleri ve net ihracatçı ülkelerle yapılacak ilave anlaşmalar, Türkiye'nin enerji diplomasisi ve altyapı yatırımlarıyla desteklendiğinde enerji ticaretindeki rolünü güçlendirecektir.

Kaynakça:

[1] Atlantic Council, 2025, https://www.atlanticcouncil.org/blogs/new-atlanticist/experts-react-whats-next-for-us-turkey-ties-after-erdogans-white-house-visit/

[2] BOTAŞ, 2025, https://www.botas.gov.tr/Sayfa/boru-hatlarimiz-ve-projelerimiz/109

[3] Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2025, https://enerji.gov.tr/haber-detay?id=31587

[4] Mercuria, 2025, https://mercuria.com/botas-signs-long-term-lng-agreement-with-mercuria/

Doç. Dr. İzzet Arı, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesidir.

Makalelerdeki fikirler yazara aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı