Tunus'ta binlerce eğitimci çalışma koşulları ve sendikal haklar için ülke genelinde protesto yaptı
UGTT öncülüğünde düzenlenen eylemde öğretmenler, idareciler, müfettişler ve diğer eğitim çalışanları taleplerini dile getirdi
Tunus genelinde binlerce eğitimci, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve sendikal haklara yönelik uygulamaların sonlandırılması talebiyle ülke çapında protestolar düzenledi. Eylemler, Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) bağlı eğitim sendikalarının çağrısı üzerine yapıldı ve ülkedeki tüm eğitim kurumlarında yaklaşık iki saat sürdü.
Protestolara; ilkokul, ortaöğretim öğretmenleri, okul yöneticileri, müfettişler ve diğer eğitim çalışanları katıldı. Katılımcılar tarafından taşınan pankartlarda "Öğretmenlerin taleplerini görüşmek bir haktır, bir lütuf değil", "Müzakere hakkı bir görevdir" ve "Satın alma gücünü artırmak bir haktır, ayrıcalık değil" gibi mesajlar yer aldı.
UGTT'den yapılan yazılı açıklamada, protestoların ilk ve ortaöğretimdeki öğretmen sendikalarının yanı sıra müfettiş ve eğitimci sendikalarının katılımıyla gerçekleştirildiği belirtildi. Eylem, eğitim camiasının farklı kesimlerinin taleplerini ortak bir zeminde duyurma çabası olarak değerlendirildi.
Lise Öğretim Sendikası Başkanı Muhammed Safi, protestolara eğitim camiasının tüm kesimlerinin katıldığını vurguladı ve Tunus Eğitim Bakanlığı'nı 31 Ocak'tan bu yana müzakere masasına gelmemekle suçladı. Safi'nin açıklaması, sendikaların uzun süredir başlayan diyalog bekleyişini işaret ediyor.
Eğitim Bakanlığı ise daha önce yaptığı açıklamalarda taleplerin reddedilmediğini, ancak taleplerin karşılanabilmesi için mali hazırlığın gerektiğini belirtmişti. Bakanlığın bu yaklaşımı ile sendikaların müzakere talebi arasında süregelen uzlaşma arayışı, eylemin temel çıkış noktası oldu.
Protestoların zamanlaması açısından dikkat çekici bir diğer bilgi, Tunus'ta yeni ders yılının 15 Eylül'de başlamış olmasıdır. İki saat süren eylemler, eğitim gündeminde hem çalışanların taleplerinin görünürlüğünü artırdı hem de taraflar arasındaki pazarlık dinamiğine yeni bir baskı unsuru ekledi.
Bu gelişme, eğitim sektöründe işgücü temsilcileri ile devlet kurumları arasındaki müzakere süreçlerinin önemini ve mali taahhütlerin zamanlamasının eğitim hizmetleri üzerindeki doğrudan etkisini bir kez daha ortaya koydu. Eylemin ardından tarafların nasıl bir yol izleyeceği, yapılacak olası görüşmelerin sıklığı ve mali hazırlıkların hızına bağlı olarak belirlenecek.
