TCMB Başkanı Karahan Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısında Konuştu
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, İstanbul Finans Merkezi TCMB Yerleşkesi'nde düzenlenen Enflasyon Raporu tanıtım ve bilgilendirme toplantısında başkan yardımcıları Hatice Karahan ve Osman Cevdet Akçay ile basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Likidite dağılımı ve piyasa müdahaleleri
Karahan, ortalamada bir likidite fazlası bulunduğunu belirterek, banka bazında dağılımın homojen olmadığını vurguladı. "Likiditenin bankalar nezdindeki dağılımı homojen değil. Bazı bankalar, bazı günler itibarıyla likidite açığına düşebiliyorlar." dedi. Bu duruma karşı bankalar arası piyasadan kaynak sağlanabileceğini, ancak faizlerde oynaklık yaratmamak için TCMB'nin aynı zamanda sterilizasyon araçlarıyla piyasadan para çekerken likidite ihtiyacı olan bankalara likidite verdiğini aktardı. Karahan, uygulanan yöntemin faiz açısından maliyet unsuru yaratmadığını ve para piyasası faizlerinin politika faizine yakın seyrini sağlamayı amaçladığını söyledi.
İşsizlik, atıl iş gücü ve 2024–2025 dinamikleri
Başkan, son işsizlik oranının 8,6 olduğunu ve bunun tarihsel olarak düşük seviyelerde bulunduğunu belirtti. Buna karşın atıl iş gücünün neredeyse yüzde 33 seviyesinde olduğuna dikkat çekti. Karahan, 2024'te ve 2025'te işsizlikte aşağı yönlü veya yatay bir seyrin görüldüğünü, ancak atıl iş gücünde dönem dönem yukarı yönlü hareketler olduğunu ifade etti.
Karahan, zamana bağlı eksik istihdam ile yarı zamanlı istihdamın ayrıştırılması gerektiğini söyleyerek, 2024'te zamana bağlı eksik istihdamda olanların yaklaşık yüzde 60'ının tam zamanlı çalıştığını aktardı. Bu kişilerin mevcut işlerindense farklı işler aradıkları veya çalışma koşullarını değiştirme eğiliminde oldukları belirtildi. 2025'te atıl iş gücündeki artışı özellikle potansiyel iş gücünden kaynaklandığı, bu grubun bir kısmının kendi vasfına uygun iş bulamayacağını düşünerek iş aramadığı (daha çok lise altı eğitimli) ve diğer kısmının çocuk bakımı veya ev işleri nedeniyle iş aramayan kadınlardan oluştuğu ifade edildi. Karahan, son 1,5 yıldaki sürükleyicilerin döngüselden çok yapısal nitelikli olduğuna vurgu yaptı.
Likidite fazlası ve döviz pozisyonu
Karahan, son dönemde 500 milyar liraya yakın veya biraz üzerinde bir likidite fazlası oluştuğunu ve bunun temel nedeninin döviz pozisyonundaki iyileşme olduğunu söyledi. Hazine işlemlerine bağlı olarak bir miktar likidite çekilmesi olduğuna da değindi.
Stopaj değişikliği, dolarizasyon ve TL mevduat
Stopaj değişikliğinin ardından dolarizasyonda bir artış gözlemlenmediğini; gerçek kişi yabancı para mevduatlarının yatay seyrettiğini belirtti. Karahan, düzenlemenin başladığı nisan sonundan itibaren Türk lirası mevduat payında neredeyse 2,5 puanlık bir artış olduğunu, bu oranın yüzde 60 seviyelerini gördüğünü aktardı. Bankalara verilen Türk lirası hedeflerinin makro çerçevede sigorta işlevi gördüğünü ve olumsuz hareketlerin önüne geçtiğini söyledi. Olası risklere karşı para politikasının gerekli doğrultuda ayarlanacağı mesajını verdi.
Kira artışları ve dezenflasyon
Karahan, kira artış oranı belirlenme usulünde sınırlayıcı önlemlerin kısa vadede etkili olabileceğini ancak orta vadede konut ve kira piyasasında bozucu etkileri olabileceğini ifade etti. Geçen yıl kaldırılan yüzde 25'lik sınır hatırlatılarak, bu tür düzenlemelerin geçici enflasyon etkisi yarattığı, ancak orta vadede arz-talep dengesine katkı sağlamasının zaman alacağı kaydedildi. Ayrıca kiradaki artışların sadece düzenlemelerle açıklanamayacağı; deprem, kentsel dönüşüm gibi yapısal unsurların da etkili olduğu vurgulandı.
Gıda enflasyonu ve OVP değerlendirmesi
Gıda enflasyonuna ilişkin olarak Karahan, zirai don gibi hava olaylarının belli ürünleri etkileyebileceğini, ancak şu ana kadar görülen gıda enflasyonunun tahminlerle uyumlu olduğunu söyledi. Buna rağmen gıda enflasyonunun bu yıl ve gelecek yıl için yukarı yönlü bir risk olarak durduğunu belirtti. OVP varsayımlarının faiz dışı harcamaların milli gelire oranının azalması yönünde olduğunu, harcama disiplininin korunduğuna dair veriler bulunduğunu aktardı. Ayrıca bütçe gelirlerinin öngörülenden düşük gerçekleşmesi nedeniyle bütçe açığında milli gelire oranında azalma eğiliminin sürdüğünü ifade etti. Enerji fiyatları ve yönetilen fiyatların enflasyon hedefleriyle uyumlu belirlenmesinin olumlu bulunduğunu söyledi.
Karahan ayrıca enflasyon görünümüne ilişkin olarak, şu anki durum itibarıyla enflasyonun yüzde 75 ihtimalle 24'ün üstünde olduğunu değerlendirdiklerini ve bunun şeffaflık gereği iletişilmesi gerektiğini vurguladı. Ara hedefte taahhütlerin korunmasının önemine işaret etti.
(Süreçteki değerlendirmeler ve açıklamalar toplantının devamında ayrıntılandırılacak.)