TCMB Başkanı Fatih Karahan: Döviz dönüşüm desteğinin uzatılması gelişmeler ve bilanço etkilerine bağlı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, döviz dönüşüm desteğinin uzatılıp uzatılmayacağının değerlendirilmesinde önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmelerin ve Merkez Bankası bilançosu üzerindeki etkilerin dikkate alınacağını bildirdi. Karahan bu açıklamayı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtlarken yaptı.
Döviz dönüşüm desteğinin değerlendirilmesi
Karahan, uygulamanın amacını ihracatçıların kur kaynaklı maliyetlerini düşürmek ve TCMB döviz rezervlerini güçlendirmek olarak özetledi. Daha önce destek oranının %2 olduğunu, küresel belirsizliklerin arttığı dönemde desteğin 31 Ekim'e kadar %3e yükseltildiğini söyledi. Karahan, "Bu uygulamanın uzatılıp uzatılmayacağı, önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmeler ve Merkez Bankası bilançosu üzerindeki etkiler de dikkate alınarak değerlendirilecek."
Enflasyon görünümü ve para politikası
Enflasyon sorumluluğunun TCMB'de olduğunu vurgulayan Karahan, zirai don, kuraklık ve okula dönüş gibi faktörlerin sebepler olarak gösterilebileceğini ancak bunların mazeret olarak kabul edilmeyeceğini belirtti. Parasal sıkılaşma sonucunda enflasyonda %75'ten %33'e ciddi bir düşüş kaydedildiğini söyleyerek, "enflasyon hiç düşmedi" iddialarına katılmadığını dile getirdi.
Karahan, enflasyonla mücadelenin bir maratona benzediğini ve dezenflasyon sürecinde hızda dalgalanmalar olabileceğini, ancak hedefe doğru kararlılıkla ilerlemenin önemine işaret etti. Hedeflere ulaşmak için sıkı para politikasının, etkin iletişimin ve ara hedeflere bağlılığın devam edeceğini ifade etti.
KKM ödemeleri ve "carry trade" farkı
Karahan, kur korumalı mevduat (KKM) ödemeleriyle ilgili olarak 2023'te 833 milyar lira, 2024'te 240 milyar lira ödeme yapıldığını, bu yılın ilk 9 ayında ise KKM ödemelerinin şu anda 43 milyar lira olduğunu belirtti ve bu rakamların kesinleşmiş olmadığını ekledi.
"Carry trade" işlemlerinde kur garantisi olmadığını vurgulayan Karahan, KKM ödemeleri ile "carry trade" arasında temel farkın TCMB'nin KKM ödemesini yapması olduğunu, carry trade ve swap işlemlerinin ise bankaların kendi fonlama tercihlerine dayandığını anlattı. Ayrıca yılbaşından bu yana Türkiye'nin carry trade getirileri bakımından gelişmekte olan ülkelere göre üst sıralarda olmadığını kaydetti.
İhracat, sanayi ve istihdam
Reel kurun ihracat ve sanayi istihdamı üzerindeki etkisinin sınırlı kaldığını, esas belirleyicinin yurt dışı talep olduğunu söyleyen Karahan, ihracatın yaklaşık yarısının avro cinsinden gerçekleştiğini belirtti. Son bir yılda üretici fiyatlarının sanayide %25, avronun ise %28 arttığını anımsatarak, bunun rekabetçilik kaybı anlamına gelmediğini, asıl zorluğun dış talepteki zayıflık olduğuna dikkat çekti.
Sanayide yüksek katma değerli dönüşümü olumlu bulduklarını, teknoloji yoğun sektörlerde istihdamın arttığını ve bunun orta vadede ekonominin kırılganlığını azaltacağını ifade etti. Konkordato başvurusu yapan firmaların ekonomik paylarının sınırlı olduğuna yönelik analizlere de değindi.
Para politikası kararları, faiz ve beklentiler
Karahan, eylülde politika faizinde 2,5 puanlık indirim yapıldığını hatırlattı; haziran başına göre ortalama fonlama maliyetinin 8,5 puan, ticari kredi faizlerinin ise haziran-eylül arasında 11,3 puan azaldığını söyledi. Ancak mevcut enflasyon ortamında sıkı para politikasının bir süre korunmasının gerekeceğini vurguladı.
Hanehalkının 12 ay sonrası enflasyon beklentisinin %53, reel sektörün beklentisinin ise yaklaşık %37 olduğuna işaret eden Karahan, uygulanan sıkılaşmayla beklentilerdeki düşüşün yaygınlaştığını belirtti. Fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikasının korunacağını yineledi.
Diğer değerlendirmeler
Karahan, asgari ücretle ilgili TCMB'nin herhangi bir yönlendirmesi olmadığını ve bu konuda karar verici ya da tavsiye veren bir kurum olmadıklarını belirtti. Ayrıca bütçe açığının bir önceki yıla göre düşeceğini, bunun özellikle deprem harcamalarındaki azalmanın etkisiyle enflasyondaki düşüş sürecine katkı sağlayacağını ifade etti.
Sonuç olarak Karahan, para politikası kararlarının veriler ve enflasyon hedefleri doğrultusunda alındığını; gerçekleşen verilere göre enflasyonu ara hedeflerle uyumlu seviyelere düşürmek için gereken kararların alınmaya devam edeceğini vurguladı.