Samsun’da deltaları tehdit eden istilacı türlerin etkileri ele alındı
Samsun’da bir otelde, AB Karadeniz Sınır Ötesi İşbirliği Programı çerçevesinde Karadeniz deltalarında ortaya çıkan istilacı yabancı türlerin ekosistem ve ekonomik etkilerinin değerlendirildiği bir çalıştay gerçekleştirildi. Etkinlik, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi ortaklığında yürütülen projeye ilişkin çalışmaların ve saha bulgularının paylaşılmasına odaklandı.
Proje kapsamı, liderlik ve süre
Romanya’dan Danube Delta National Institute liderliğinde yürütülen projenin Türkiye koordinatörlüğünü KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Telli Karakoç üstleniyor. Proje Temmuz 2025’te başladı ve Aralık 2026’da tamamlanması planlanıyor.
Projede Türkiye, Romanya, Yunanistan, Ukrayna ve Gürcistan ortaklığı bulunuyor. Çalışma, istilacı yabancı türlerin Karadeniz havzasındaki delta ekosistemlerindeki varlığı ile bu türlerin ekosistem hizmetleri ve ekonomik etkileri üzerine odaklanıyor.
Hedef deltalar ve Türkiye özelinde odak
Proje kapsamında özellikle Tuna Deltası, Nestos Deltası, Kızılırmak Deltası, Çoruh ve Kolheti deltalarında ortak zorluklar ve ekosistem hizmetlerine etkiler ele alınıyor. Türkiye ayağında Kızılırmak Deltası sucul ekosistemleri ve özellikle balık faunası üzerine ayrıntılı çalışmalar yürütülüyor.
Ortak saha çalışmaları ve uzman dağılımı
Prof. Dr. Fatma Telli Karakoç, proje kapsamında akademisyenlerden oluşturulan ekiplerin deltalarda tür gözlemleri ve ekosistem hizmetleri değerlendirmeleri yaptığını bildirdi. KTÜ’nün sucul ekosistem üzerinde çalışmalar yürüttüğünü, Ukrayna’nın hem sucul hem karasal ekosistemi incelediğini, Yunanistan’ın yalnızca karasal ekosisteme odaklandığını ve Romanya’nın daha çok karasal alanlar ve böcek çalışmaları yürüttüğünü belirtti.
Amacımız, tüm Karadeniz’e giren deltalardaki var olan istilacı türlerin ekonomik etkilerini anlamak, dönüştürülebilir durumlarda müdahale etmek ve iklim değişikliğine bağlı gelecek senaryolarını çizmektir, diye ekledi.
İsrail sazanı ve diğer türlerin etkileri
Çalıştayda sucul ekosistemde İsrail sazanı önemli bir tehdit olarak tanımlandı. Prof. Dr. Karakoç bu türün balıkçı ağlarını yırtması ve diğer balıkların yumurta ile larvalarını yemesi nedeniyle ekonomik açıdan zarar oluşturduğunu vurguladı: "Balıkçıların ağlarını yırtması, diğer balıkların yumurta ve larvalarını yemesi açısından ekonomik olarak büyük tehdit oluşturuyor. Bu kapsamda bakanlıklar balıkçılara birtakım destekler vermeye çalışıyor. Yakaladıkları İsrail sazanını çok ucuz fiyatlarda alıp hayvan gıdası olarak kullanmak için faaliyet içine girdiler."
Karakoç, son örneklemede sudak balığının sayısındaki artışın balıkçılar açısından olumlu karşılandığını; sudak da istilacı bir tür olmasına rağmen eti değerli olduğu için tercih edildiğini belirtti. Ayrıca ekonomik değeri düşük ancak ekolojik işlevleri yüksek olan daha küçük istilacı türlerin de çalışma alanı içinde yer aldığı kaydedildi.
Çalıştay sonuçlarının, deltalarda istilacı türlerin balık popülasyonları ve yerel ekosistem hizmetleri üzerindeki etkilerinin bilimsel temelde ortaya konmasına katkı sağlaması ve politika ile yönetim önerilerinin geliştirilmesine temel oluşturması hedefleniyor.
Samsun'da AB Karadeniz Sınır Ötesi İşbirliği Programı kapsamında deltaları tehdit eden istilacı yabancı türlerin ekosisteme etkisinin ele alındığı çalıştay gerçekleştirildi.