Prof. Dr. Okan Sefa Bakıner: Türkiye'de diyabet artışı ve uyarılar
Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları öğretim üyesi Prof. Dr. Okan Sefa Bakıner, 14 Mart Dünya Diyabet Günü kapsamında değerlendirmelerde bulundu.
Diyabet sıklığı ve artış nedenleri
Prof. Dr. Bakıner, diyabetin görülme sıklığının son 10 yılda yüzde 90’ın üzerinde arttığını ve bugün her 7 kişiden birinin diyabetli olduğunu söyledi. "10 yıl içinde Türkiye diyabetin en yaygın olduğu 10 ülkeden biri olacak" dedi. Ayrıca, Türkiye’nin sıklık açısından Avrupa’da ilk sırada yer aldığına dikkat çekti.
Bakıner, artışın başlıca nedenleri olarak kilo artışı, hareketsizlik, hazır gıdaya yönelim ve düşük proteinli beslenmeyi gösterdi; eğitim eksikliği ve sağlıklı yaşam bilincinin yetersizliğinin tabloyu ağırlaştırdığını vurguladı.
Tip 1 ve Tip 2 diyabet arasındaki farklar
Prof. Dr. Bakıner, Tip 1 ve Tip 2 diyabetin oluşum mekanizmalarının birbirinden tamamen farklı olduğunu belirterek, "Tip 1 diyabette bağışıklık sistemi pankreasın insülin üreten hücrelerini yok eder. Bu nedenle tek tedavi yöntemi insülin tedavisidir. Tip 2 diyabette ise pankreas tamamen işlevini yitirmez, bu durumda kilo kontrolü ve insülin etkisini artıran ilaçlar tedavide kullanılır" dedi.
Tip 1 ile ilgili olarak kök hücre ve yapay pankreas çalışmalarının umut verici olduğuna dikkat çeken Bakıner, "Laboratuvar ortamında insülin üreten hücrelerin geliştirilmesi ve bunların vücuda nakledilmesiyle önemli ilerlemeler kaydedildi. Yakın gelecekte bu yöntemlerin rutin tedaviye girmesi bekleniyor" ifadelerini kullandı.
Tip 2 tedavisinde yeni ilaç gruplarının pankreas rezervini desteklediğini, kilo kaybı sağladığını ve kalp-böbrek sağlığını koruduğunu belirten Bakıner, ancak bu ilaçların maliyetleri nedeniyle erişimin sınırlı olduğunu söyledi.
Erken tanı ve taramanın önemi
Prof. Dr. Bakıner, diyabette erken tanının büyük önem taşıdığına işaret ederek, "Tedavide gecikme, damar hasarlarının kalıcı hale gelmesine yol açar. Özellikle kalp, beyin ve bacak damarlarında oluşan hasarlar geri döndürülemez" dedi. Ayrıca, diyabet hastalarının yaklaşık yarısının tanılarının farkında olmadığı uyarısını yaptı ve risk grubundaki bireylerin düzenli tarama yaptırması gerektiğini vurguladı.
2025 Dünya Diyabet Günü: İş yerinde diyabet
Bu yılın teması olan "İş Yerinde Diyabet"e değinen Bakıner, diyabetin düzenli yaşam gerektiren bir hastalık olduğunu, özellikle vardiyalı çalışanlar için yaşam düzeninin zorlaştığını belirtti. "Bu nedenle 'diyabet dostu iş yerleri' oluşturmak büyük önem taşıyor" dedi.
Bakıner, farkındalık çalışmalarının yalnızca hastaları değil toplumun tüm kesimlerini kapsaması gerektiğini belirterek, diyabetli bireylerin sağlıklı ve üretken bir yaşam sürdürebilmesinin hem bireysel hem toplumsal sorumluluk olduğunu söyledi. İnsülin keşfinin diyabet tarihinde bir dönüm noktası olduğunu ve bugünün diyabet farkındalığını artırmak için bir fırsat olduğunu vurguladı.
PROF. DR. OKAN SEFA BAKINER, BUGÜN HER 7 KİŞİDEN BİRİNİN DİYABET HASTASI OLDUĞUNU BELİRTEREK, "10 YIL İÇİNDE TÜRKİYE DİYABETİN EN YAYGIN OLDUĞU 10 ÜLKEDEN BİRİ OLACAK" DEDİ.