Prof. Dr. Mustafa Nazım Karalezli: Sinir Kesilerinde Erken Tanı ve Doğru Tedavi Hayati Öneme Sahip
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Nazım Karalezli, sinir kesilerinde erken tanı ve uygun tedavinin sonuçları belirlediğini vurgulayarak, bazı istisnalar dışında çoğu sinir yaralanmasının tedavi edilebildiğini belirtti. Karalezli, özellikle bazı ateşli silah yaralanmaları ile omurgada sinir köklerinden ayrılma (kopma) durumlarının tedavi başarısını olumsuz etkileyen istisnalar olduğunu aktardı.
Sinir türleri ve işlev kaybı
Karalezli, kol ve bacaklardaki sinirlerin üçe ayrıldığını açıkladı: duyu sinirleri (yalnızca duyuyu ileten), motor sinirler (kasları uyaran) ve miks sinirler (her iki işlevi de içeren). Duyu sinirleri zarar gördüğünde yalnızca duyu kaybı oluşurken, kaslara giden motor sinirler kesildiğinde ilgili kasların çalışamadığını belirtti. Örneğin, kol kemiği kırılınca en çok zedelenen radial sinirin çalışmaması halinde kişinin el bileğini ve parmaklarını yukarı kaldıramayacağına dikkat çekti: kol kemiği kırılınca en çok zedelenen radial sinirin çalışmaması halinde kişi el bileğini ve parmaklarını bükebilir, yumruk yapabilir ama el bileğini ve parmakları yukarı kaldıramaz.
Kası erime süreci ve tedavi zamanı
Kasların uyarı almadığı zaman zamanla kas dokusunun yerini yağ dokusu aldığı üzerinde duran Karalezli, bu değişimin ortalama olarak 1 yıl sürdüğünü söyledi. Bu nedenle duyu sinirleri uzun süre sonra bile tamir edilebilme şansına sahip olsalar da, kasa giden motor sinirlerde bir yıl sonrasında onarım yapılsa bile kas dokusu yağ dokusuna dönüştüğü için tedavinin yanıt vermeyebileceğini vurguladı. Karalezli, bu sürenin kişisel farklılıklar gösterebileceğini de ekledi.
Tanı yöntemleri ve uzman muayenesinin önemi
Tanıda kan testlerinin sınırlı olduğunu belirten Karalezli, "Genel olarak spesifik bir kan testi yoktur. EMG ve ultrason en çok kullanılan tanı yöntemleridir. MR da faydalı olabilir. En önemli tanı aracı ise iyi yapılmış muayenedir" değerlendirmesinde bulundu. Bu nedenle uzman muayenesi ve uygun görsel-işitsel tanı yöntemlerinin birleşimi önem taşıyor.
Çocuklarda brakial pleksus yaralanmaları
Doğum sırasında boyundan kola giden sinir ağının (brakial pleksus) gerilme veya kopma nedeniyle zarar görebildiğini belirten Karalezli, bu durumun ayrı bir önem taşıdığını söyledi. Brakial pleksus lezyonlarının iyi yanı olarak %90 ihtimalle iyileşebilmelerini gösteren Karalezli, ancak mutlaka uzman muayenesi ve takibi gerektiğini vurguladı. Ayrıca ebeveynlerin bilgilendirilmesi gerektiğini, brakial pleksus lezyonu olan bir çocuğun diğer doğumunda sezaryen tercihinin riski azaltma açısından önemli olduğunu ifade etti.
Tedavi seçenekleri
Karalezli, sinir onarımlarının kabaca üç yöntemle yapıldığını açıkladı: uç uca dikilerek tamir, araya alınan sinir parçası ile yama (graft) yapılması ve sinir transferi. Bu girişimlerin mikroskop veya özel gözlüklerle gerçekleştirildiğini belirtti. Bazı durumlarda sinir tamirinin mümkün olmadığı hallerde ise kas transferi ile kola veya bacağa hareket kazandırılmaya çalışıldığını ekledi.
Sonuç olarak, Karalezli'nin vurguladığı temel nokta erken tanı, doğru değerlendirme ve zamanında müdahalenin sinir yaralanmalarında başarıyı belirlediği; bazı ağır yaralanma türleri dışındaki vakalarda olumlu sonuç alınabildiğidir.
ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANI PROF. DR. MUSTAFA NAZIM KARALEZLİ, SİNİR KESİLERİNDE ERKEN TANI VE DOĞRU TEDAVİNİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIDIĞINI BELİRTEREK, BAZI ATEŞLİ SİLAH YARALANMALARI VE BOYUNDAKİ SİNİR KÖKLERİNDE SİNİRLERİN TAMAMEN AYRILDIĞI KOPMALAR DIŞINDA ÇOĞU SİNİR YARALANMASININ TEDAVİ EDİLEBİLDİĞİNİ VURGULADI.