Prof. Dr. Hasan Sözbilir: İzmir için en riskli fay 'İzmir fayı'
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, DEÜ Bilim Kafe sohbetlerinin üçüncü oturumunda İzmir'in fay yapısı ve deprem risklerini değerlendirdi. Program 15 Temmuz Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
Mevcut master plan ve yapı stokunun durumu
Sözbilir, İzmir'in ilk deprem master planının 2000 yılında hazırlandığını belirterek, 'Aradan 25 yıl geçti. Bu durum, günümüzdeki yapı stokunun bu planda yer almadığı anlamına gelir' dedi. Mevcut planın güncellenmesi gerektiğini vurguladı ve yürütülen yapı envanteri çalışmalarının hem İzmir'de hem de Türkiye genelinde yapıların yaklaşık %60'ının depreme dayanıklı olmadığını gösterdiğini aktardı.
İzmir'in fay ağı ve etkileri
Sözbilir'e göre İzmir kara kesiminde 17 aktif fay ile aktifliği kesinleşmemiş 4 fay olmak üzere toplam 21 fay bulunuyor; denizde de buna yakın sayıda fay olduğu için İzmir'i etkileyebilecek yaklaşık 40 fay söz konusu. Körfez gibi coğrafi yapıların da fayların jeolojik süreçleriyle oluştuğunu belirterek, fayları tanımanın yerleşim kararları için hayati olduğunu kaydetti.
Sındırgı depremleri: Ölü fayların yeniden etkinleşmesi
Sözbilir, fayların zamanla ölüp yeniden canlanabileceğini söyleyerek son Sındırgı depremlerini örnek gösterdi. Bölgedeki yaklaşık 20 bini aşan depremler, ilk 6.1 büyüklüğündeki şiddetli sarsıntının ardından artçıların dağa doğru ilerlemesiyle daha önce haritalanmamış fayların kırıldığını ortaya koydu. İlk günlerde hangi fayın kırıldığına dair belirsizlik yaşandığını; beklenen Sındırgı fayının değil, gerideki başka fayların çalıştığını ifade etti.
Arazi çalışmaları sonucunda dağın içinde çok sayıda ölü fay bulunduğu ve mekanizmanın bunları yeniden harekete geçirdiği tespit edildi. İlk 6.1lik deprem sonrası, artçıların devam etmesiyle fayın diğer kolunun da tetiklenmesi sonucu 6.1-6.2 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi. Bu sürecin yeni depremler için riski artırdığını, bu nedenle bölgenin afete maruz bölge ilan edilerek müdahale ve hasarlı yapıların boşaltılması gerektiğini, artçıların 5.1-5.2'ye kadar çıkabileceği uyarısında bulunulduğunu aktardı.
İzmir fayı ve diğer kritik faylar
Sözbilir, İzmir'deki birçok fayın uzun aralıklarla deprem üreten 'tembel' yapıda olduğunu, bunun bazı açılardan avantaj sağladığını söyledi. Ancak hiçbir fayın davranışının yüzde yüz tahmin edilemeyeceğini vurguladı. İzmir için en riskli fayın İzmir fayı olduğunu belirterek, 'Güzelbahçe’den başlayıp Balçova, Narlıdere, Konak, Altındağ ve Pınarbaşı’na uzanan bu fay, kuzey eğimli yapısıyla tüm körfezi etkileyebilecek konumdadır ve çalışması hâlinde en fazla can kaybına neden olabilecek faydır' dedi.
İzmir fayının son depreminin 1688 olduğunu, deprem üretme aralığının en az 1000 yıl olarak değerlendirildiğini ve bu nedenle yakın vadede yıkıcı bir deprem üretme ihtimalinin düşük olduğunu söyledi; bununla birlikte küçük ölçekli 3-5 büyüklüğünde sarsıntılar üretebileceğini ekledi. Öte yandan Tuzla fayı'nın 7.2'ye kadar deprem üretebildiğini, Seferihisar-Gülbahçe fayı'nın ise son depreminin 1389 olması nedeniyle yaklaşık 3000 yıldır deprem üretmediğini belirtti.
Sözbilir, mevcut master planın güncellenmesi gereğini yineleyerek, fayların doğru şekilde tanınmasının ve yapı stokunun sağlıklı bir envanterinin deprem riskinin azaltılmasında belirleyici olduğunu vurguladı.
DEÜ BİLİM KAFE SOHBETLERİNİN 3. KONUĞU DEÜ DEPREM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ MÜDÜRÜ PROF. DR. HASAN SÖZBİLİR OLDU.