Orhan Bozkurt, 'Şehir Yazıları ve Erzurum' söyleşisinde kent hafızasını tartıştı
Gazeteci-yazar Orhan Bozkurt, Doğu Anadolu Erzurum 7. Kitap Fuarı kapsamında Recep Tayyip Erdoğan Fuar Merkezi'nde düzenlenen 'Şehir Yazıları ve Erzurum' başlıklı söyleşide dostları ve kitap severlerle bir araya geldi. Meslektaşları, sevenleri ve fuar ziyaretçilerinin katıldığı etkinlikte Bozkurt, şehrin hafızası, ruhu, sokakları ve geleceğine dair değerlendirmelerde bulundu.
Şehir yazarlığı üzerine bir yaklaşım
Bozkurt, şehir yazarlığını yalnızca bir kenti tanımlamak olarak görmediğini vurguladı. Ona göre asıl mesele, 'bir kentin seni nasıl insan yaptığını anlamaktır.' Konuşmasında Anadolu kentlerinin yazınsal kimliğinin nasıl şekillendiğine dair kişisel gözlemlerini paylaştı ve özellikle kışın, karın şehirle kurduğu ilişkiye dikkat çekti.
'Benim şehir yazılarım da kâğıda değil, karda başlar.' sözleriyle Bozkurt, karı yalnızca doğa olgusu olarak değil, bireyi terbiyeye çağıran, suskunluğa ve sabra sevk eden bir deneyim olarak tanımladı. Bu çerçeveden bakıldığında şehir yazarlığı, dışarıdan gözlemin ötesinde bir içselleştirme, deneyimin yazıya dönüşme sürecidir.
'Suskun Kentin Çığlığı' ve anlatılan temalar
Önümüzdeki günlerde raflarda yerini alacak olan 'Suskun Kentin Çığlığı' kitabını da katılımcılara tanıtan Bozkurt, kitabı 'o çığlığı duyanlar için' yazıldığını söyledi. Kitabın Erzurum'un vicdanına, hafızasına ve uzun süredir içe çöreklenmiş suskunluğuna dair bir kayıt olacağı mesajını verdi.
Konuşmada öne çıkan temalar arasında tarihsel hafıza, dayanma ve dönüşüm vardı. Bozkurt, Erzurum'un kadim ve sert yapısının hüzün, sabır ve direnç biçiminde nesiller boyunca taşındığını; göç yolları, savaşlar ve ekonomik dönüşümlerin şehrin kolektif belleğinde derin izler bıraktığını belirtti. Son yarım yüzyılda yaşanan değişimin niteliğini anlatırken, savaşların sona ermesiyle 'kalkınma savaşı' nın başladığını, tarım ve hayvancılıktaki zorlukların yerel yaşamı etkilediğini aktardı.
Yerel hafıza, edebiyat ve kamuoyuna yansımaları
Bozkurt'un söyleşisi, şehir yazarlığının hem bireysel bir iç hesaplaşma hem de toplumsal hafızayı korumaya dönük bir pratik olduğunu gösterdi. Söyleşide dile getirilenler, yerel edebiyat ortamının kenti anlamaya dair yöntemlerini sorgulamak için bir zemin sundu. Katılımcıların yoğun ilgisi, Erzurum özelinde şehir anlatılarının hem yerel hem ulusal edebiyat gündeminde önem taşıdığını ortaya koydu.
Sonuç olarak, Orhan Bozkurt'un söyleşisi, şehir yazarlığının tanımını genişleterek kentin kişiliği, kolektif acı ve direnç hikâyelerinin nasıl yazıya geçirildiğine dair dikkate değer bir çerçeve sundu. 'Suskun Kentin Çığlığı' ise bu çerçevenin somut bir belgesi olarak okurla buluşmaya hazırlanıyor.
GAZETECİ-YAZAR ORHAN BOZKURT, DOĞU ANADOLU ERZURUM 7. KİTAP FUARI’NDA "ŞEHİR YAZILARI VE ERZURUM" BAŞLIKLI SÖYLEŞİDE DOSTLARI VE KİTAP SEVERLERLE BULUŞTU.
