Küresel Güney ülkeleri, 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü'nün bu yılki teması olan "Moda ve tekstilde sıfır atık" çerçevesinde, gelişmiş ülkelerden gelen tekstil atıklarıyla mücadele için harekete geçiyor.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, her yıl küresel olarak 92 milyon ton tekstil atığı üretiliyor; bu da her saniye bir kamyon dolusu tekstil atığı anlamına geliyor. Gelişmiş ülkelerden gönderilen ikinci el kıyafetler, az gelişmiş ülkelerde çöplüklerin artmasına neden oluyor.
Tekstil üretiminde ortalama 215 trilyon litre su harcandığı ve üretim süreçlerinde yaklaşık 15 bin kimyasalın kullanıldığı tahmin ediliyor. Bu nedenle, 30 Mart etkinlikleri, hızlı moda dinamikleri sonucu ortaya çıkan atık krizine karşı farkındalığı artırmayı hedefliyor.
Çin, 2022'de ortalama 22 milyon ton tekstil atığı üreterek en büyük tekstil atığına sahip ülke oldu. Aynı şekilde, Amerika Birleşik Devletleri'nde 2018 yılında 17 milyon ton tekstil atığı oluşmuş, bunun sadece 2,51 milyon tonu geri dönüştürülebilmiştir. AB ülkeleri ise 2020 yılında yaklaşık 6,95 milyon ton tekstil atığı üretmiştir.
2021 verilerine göre, küresel kullanılmış kıyafet ihracatında Avrupa Birliği %30 ile ilk sırada yer alırken, Çin %16 ve Amerika Birleşik Devletleri %15 ile onu takip etmiştir. İthalat ise en çok Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Ancak, genellikle düşük gelirli ülkelere gönderilen bu kıyafetlerin bir bölümü kullanılamaz durumda olmaktadır.
Şili, Atacama Çölü'nde bulunan tekstil çöplüğü ile dikkat çekerken, Gana'nın Kantamanto Tekstil Pazarı da bu atığın yoğun olarak toplandığı bölgelerden biridir. Gana'da her hafta yaklaşık 100 konteyner dolusu kıyafet gelmekte, bunların büyük kısmı ya geri dönüşüme uygun olmamakta ya da çöplüklere gönderilmektedir.
Doç. Dr. Şölen Kipöz, bu atık sorununun özellikle Afrika'da ciddi bir insanlık dramına yol açtığını belirtti. Kipöz, "Son yıllarda Küresel Güney ülkeleri, sadece atölye değil, çöp merkezi haline geldi. Bu ülkelerde yerel halk, düşük gelirle mücadele ederken atık giysilerle başa çıkmaya çalışıyor" dedi.
Ülkeler arasındaki ticaret anlaşmalarının, düşük maliyetli ikinci el kıyafetlerin Afrika'ya girişini kolaylaştırdığını ifade eden Kipöz, bunun sonucunda yerel tekstil endüstrilerinin de olumsuz etkilendiğini vurguladı.