Kilis'te 4. kuşak sabun üretimi, Halep geleneğini el emeğiyle yaşatıyor
Mehmet Akil Teksabuncu, Kilis'te dördüncü kuşak olarak yürüttüğü sabun üretiminde, Halep sabununun özünü ve el emeğini ön plana çıkardıklarını vurguluyor. İşlerinin bir dönem makineleşmeye doğru gittiğini ancak talebin insan gücüne dayalı üretimi tercih ettiğini söyledi.
Üretim süreci ve içerikler
Atölyede sabun üretimi, teknolojinin destek verdiği kaynatma aşamasından sonra kalıplara dökme, kesme ve damgalama gibi işlemlerin tamamen elle yapıldığı bir süreci içeriyor. Teksabuncu, üretimde saf zeytinyağı, prina yağı ve defne yağı kullandıklarını; ayrıca ardıç katranı, kükürt, lavanta, aloe vera gibi katkılarla toplam 45 çeşit sabun ürettiklerini belirtti. Ürünü kaynatma aşamasında buhar kullanılıyor ve son sistem teknolojilerle kontrol sağlanıyor, ancak kalıplama ve kesim insan emeğiyle sürdürülüyor.
Tarihçe: Ailenin Halep bağlantısı
Mesleğe lise döneminde başlayan Teksabuncu, işi babasından devraldığını ifade etti: "Babam rahmetliden devraldım, ben 4. kuşak oluyorum. Dedem rahmetli Suriye’den gelmiş, o dönem gümrük olmadığı için Halep’ten Kilis’e yerleşmiş. Dedem Halep’te de bu mesleği yapıyordu. Bizim ürettiğimiz sabun aslında Halep sabununun özüdür."
Ustaların deneyimi ve müşteri tercihleri
20 yıldır sabun üretiminde çalışan ustalardan Ali Furuncu, üretimdeki ayrıntıları şöyle aktardı: "Sabun kesiminden sonra şu an damga vuruyoruz. Damgalandıktan sonra sabunları çıkarıyoruz, havalandırıyoruz. Daha sonra tahtalara dizip içeride kafes yaparak istifliyoruz. Ürettiğimiz prinalı sabun sabır olmadan yapılmaz."
Teksabuncu, bir dönem makine kullanımını denediklerini, ancak müşterilerin "bu fabrika sabunu" diyerek makineleşmiş ürünü tercih etmediğini söyledi: "Biz özellikle elle yapılmasına önem veriyoruz. Doğallığından ödün vermemek bizim için çok önemli."
İş anlayışı ve sürdürülebilirlik
Teksabuncu, işin bilgisinin ve ustalığın önemine dikkat çekerek, "Kazanç güzel ama önce işi bilmek lazım. İşi doğru bildiğinizde ve bilerek yaptığınızda para zaten geliyor. Her şeyi taşerona yaptırırsanız, bilmediğiniz ustalarla çalışırsanız sıkıntı yaşarsınız" dedi. Atölye, geleneksel teknikleri ve doğal içerikleri koruyarak bölgesel bir zanaatkârlık örneği sunmaya devam ediyor.
‘’İŞİ DOĞRU BİLDİĞİNİZDE VE BİLEREK YAPTIĞINIZDA PARA ZATEN GELİYOR’’