Karadeniz'de artan yabancı tür baskısı
Karadeniz’de son dönemde en büyük ekolojik baskıyı oluşturan türlerin başında deniz salyangozu ve taraklı medüz geliyor. Türkiye’nin denizlerinde son yıllarda hızlanan yabancı tür hareketliliği, Akdeniz’den başlayıp Ege, Marmara ve Karadeniz’e kadar uzanan göç rotası boyunca artış gösteriyor.
Bu göçlerin önemli bir kısmı Süveyş Kanalı aracılığıyla Kızıldeniz’den gelen türlerden, bir bölümü ise uluslararası deniz taşımacılığında kullanılan balast suları ile ekosisteme karışan türlerden kaynaklanıyor. Denizlerin ısınması, tuzluluk değişimleri ve artan kirlilik, yabancı türlerin bölgeye girişini ve yerleşmesini kolaylaştırıyor.
Varlık ve etkileri
Deniz salyangozunun kontrolsüz çoğalmasının kıyı ekosistemlerinde tahribata yol açtığı, Akdeniz midyesi gibi türleri tehlikeye düşürdüğü bildiriliyor. Taraklı medüz ise özellikle hamsi gibi ekonomik değeri yüksek türlerin yumurta ve larvalarıyla beslenerek hem doğrudan predasyon hem de besin rekabeti yoluyla popülasyonlar üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor.
Uzman değerlendirmesi
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Şahin, denizlere yeni türlerin girişinde çevresel değişikliklerin rolüne dikkat çekti. Şahin, "Tutunabilirse adapte oluyor. Bu yabancı türlerin adaptasyonu sürecinde yerli türlerle girdikleri rekabet sonucunda ortamdan gitmelerine ya da yok olmalarına sebep olmaktadır" ifadelerini kullandı.
Şahin, yapılan çalışmalara göre farklı yollarla Türk kara sularına 500’e yakın yabancı türün girdiğini belirtti. Balast suları vasıtasıyla gelebilecek türlerin engellenmesi amacıyla yürütülen çalışmalar ve düzenlemeler olduğunu, ancak deniz suyuyla birlikte yüzerek gelen türler için müdahalenin mümkün olmadığını kaydetti. Ayrıca zaman zaman tropik akvaryum balıklarının serbest bırakılması gibi vakaların da rapor edildiğini söyledi.
Gözlemler ve geleceğe bakış
Şahin, Akdeniz’den Ege’ye, Ege’den Marmara’ya ve Karadeniz’e tür geçişinin son yaklaşık beş yıldır yoğunlaştığını belirterek, bu sürecin ticari avcılık yapılan türler üzerindeki etkisinin hemen gözlenmesinin zor olduğunu aktardı. "Yabancı türlerin gelip yerleşip burada konaklayabilmeleri, üremeleri ve sürü oluşturmaları gerekiyor, ki bu da öyle çok hızlı gelişen bir süreç değil. Biz bu sürecin nasıl işlediğini ve neyle sonuçlanacağını ilerleyen zamanlarda göreceğiz" dedi.
Akdeniz örneğinde balon ve aslan balığının yerli türleri baskıladığına dikkat çeken Şahin, bu türlerin sularımıza adapte olması halinde durumun daha ciddi bir tehdide dönüşebileceğini vurguladı.
Sonuç
Karadeniz’e giren yabancı türlerin artışı, ekosistem dinamiklerinde ve ekonomik açıdan önemli balık stoklarında risk oluşturuyor. Uzmanlar, izleme çalışmalarının sürdürülmesi, balast suyu düzenlemelerinin uygulanması ve halk bilincinin artırılmasının gerekliliğine işaret ediyor.
KARADENİZ’DE SON DÖNEMDE EN BÜYÜK EKOLOJİK BASKIYI OLUŞTURAN TÜRLERİN BAŞINDA İSE DENİZ SALYANGOZU VE TARAKLI MEDÜZÜN GELİYOR.