DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0%
BITCOIN
3.835.077,16 0,28%

İTÜ'den yerli arıtma teknolojisi: Marmara'ya azot ve fosfor yükü azaltılacak

İTÜ'lü araştırmacılar, Marmara Denizi'ndeki azot ve fosfor kirliliğini azaltacak yerli arıtma teknolojisi geliştirdi; sistem daha az alan ve enerjiyle çalışıyor.

Yayın Tarihi: 19.09.2025 11:12
Güncelleme Tarihi: 19.09.2025 11:12

İTÜ'den yerli arıtma teknolojisi: Marmara'ya azot ve fosfor yükü azaltılacak

İTÜ'den yerli arıtma teknolojisi Marmara'daki kirleticileri hedefliyor

Prof. Dr. Güçlü İnsel ve Doç. Dr. Didem Okutman Taş öncülüğündeki ekip, Marmara Denizi'nde müsilaja katkı sağlayan azot ve fosfor yüklerinin azaltılmasına yönelik yerli bir atık su arıtma teknolojisi geliştirdi. Sekiz aylık çalışmaların ardından oluşturulan pilot tesis, bölgedeki mevcut sistemlerin yeni standartları karşılamada yetersiz kaldığı tespitine dayanarak tasarlandı.

Çalışmanın bulguları

Araştırmada, Marmara Denizi'ne ulaşan toplam azot yükünün %74'ünün ve fosfor yükünün %22'sinin kentsel atık sulardan kaynaklandığı belirlendi. Mevcut tesislerde yaygın olarak kullanılan anaerob-anoksik-oksik sistemlerinin Avrupa Birliği'nin yeni deşarj kriterlerini karşılamakta yetersiz kaldığı tespit edildi.

Türkiye'deki uygulamalarda azotu gideren bakterilerin Avrupa'dakilere göre daha yavaş çalıştığı, bunun daha büyük alan gerektirdiği ve bu nedenle tesislerin daha uygun sistemlere ihtiyaç duyduğu vurgulandı.

Geliştirilen teknoloji ve avantajları

Pilot çalışmada, Marmara Bölgesi'ndeki yedi büyük ölçekli arıtma tesisinden elde edilen verilerle simülasyonlar yapıldı. Geliştirilen sistem, bardenpho prosesi ile biofilm-contact denitrification (hibrit) yaklaşımını kullanarak azot, fosfor ve ilaç kalıntıları gibi kirleticileri yüksek düzeyde arıttı.

Mevcut Kentsel Atık Su Arıtma Tesisi Yönetmeliği'ne göre çıkış kriterleri litre başına toplam azot 10 mg ve toplam fosfor 1 mg iken, Avrupa Birliği'nin 2024 Kasım düzenlemesi toplam azotu 8 mg ve toplam fosforu 0,5 mg seviyesine indirdi. Araştırmacılar, bu sıkılaşan kriterlere uyum sağlanması gerektiğini belirtti.

Söz konusu teknoloji alan verimliliği açısından da avantaj sağlıyor: Normalde 1 metreküp atık su arıtmak için gerekli alan 0,35 m² iken, geliştirilen teknoloji ile bu alan 0,15 m²'ye düşürülebiliyor. Ön ayırma ile atık sudaki organik karbonun tesis başında ayrılması, hem arıtma sürecinde kullanılmasına hem de enerji geri dönüşümüne imkan veriyor.

Araştırmacılar, sistemin şehir merkezleri gibi alan kısıtı olan yerlerde özellikle avantaj sunduğunu, ilk yatırım maliyeti yüksek olsa da işletme giderlerinde sağladığı tasarrufla rekabetçi olduğunu belirtti. Ayrıca sistemin konvansiyonel teknolojilere göre daha az enerji harcadığı ve girişteki karbonu verimli kullandığı ifade edildi.

Uygulama potansiyeli ve işletme

Geliştirilen prototipin ileri biyolojik aşamasının, sulama suyu sağlama veya deşarj kriterlerini karşılama gibi ihtiyaçlara cevap verebileceği ve yaz aylarında dahi tesisin anlık olarak optimize edilebileceği açıklandı. Araştırmacılar, bu teknolojinin mevcut tesislerin revizyonunda alternatif bir çözüm olabileceğini vurguladı.

Prof. Dr. Güçlü İnsel çalışmaların sonucunda, daha verimli, küçük ve az enerji harcayan bir yerli teknolojinin ortaya konduğunu ve bunun Marmara'daki müsilaj sorununu azaltmada katkı sağlayabileceğini belirtti.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı