İstanbul Ebru Evi, HİSEV ve Hikmet Barutçugil Ebru Müzesi adıyla vakıf ve müze olarak açılıyor
Hikmet Barutçugil ve eşi tezhip sanatçısı Füsun Barutçugil'in 1996'da Üsküdar'da faaliyete geçen atölyesi Ebristan, kapsamlı bir dönüşümle artık Hikmet Füsun Barutçugil Sanat ve Eğitim Vakfı (HİSEV) ve Hikmet Barutçugil Ebru Müzesi (HİBEM) olarak hizmet verecek. Kuruluş sürecinin tanıtımı Dolmabahçe Sanat Galerisi'nde gerçekleştirilen programla duyuruldu.
Tanıtım programı ve katılımcı açıklamaları
Tanıtım programı, müzenin ve vakfın amaçlarını anlatan bir video gösterimiyle başladı. Programa katılan İstanbul Valisi Davut Gül, Hikmet ve Füsun Barutçugil'in öğrencileriyle bir aile oluşturduğunu vurgulayarak, geleneksel sanatların yaşatılması için bu tür girişimlerin önemine dikkat çekti. Vali Gül, ebru sanatında belli bir kalitenin üzerinde eser veren kişi sayısının yaklaşık 100 olduğunu aktardığını söyledi.
Milli Saraylar Başkanı Yasin Yıldız da konuşmasında Barutçugil çiftine yönelik desteklerini ve birlikte biriktirdikleri anıları dile getirdi. Tanıtımda ayrıca sanatçıların eserlerinden oluşan 'Zamansız Bir Sanat, Kalıcı Bir Miras' başlıklı sergi ziyaretçilere sunuldu; sergi 11 Ekim'e kadar Dolmabahçe Sanat Galerisi'nde açık kalacak.
Sanatçının yolculuğu ve müzenin gerekçesi
AA muhabirine konuşan Hikmet Barutçugil, ebruyla 1973'te tanıştığını, bu sanatın kendisinde derin bir tutku yarattığını ve o dönemlerde ebrunun kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. UNESCO Bilim Kurulu tarafından 2017'de Yaşayan İnsan Hazinesi ünvanına layık görülen Barutçugil, ebrunun Orta Asya kökenli ve Türk geleneği içinde Batı'ya taşınmış bir sanat olduğunu hatırlattı.
Barutçugil, Türkiye'de özellikle İstanbul'da ebruya kalıcı bir mekan kazandırma hedefiyle 1830'lardan kalma bir konağı vakıf haline getirdiklerini, Ebristan çalışmalarının süreceğini ve ebru müzesinin kuruluşu için de girişimlerde bulunduklarını ifade etti.
Vakıf, müze ve eğitim hedefleri
Füsun Barutçugil, vakıf ve müze kurulumunun eşinin 52 yıllık, kendisinin ise 41 yıllık hayalinin gerçekleşmesi olduğunu söyledi. Ailelerden öğrendikleri vakıf hizmeti geleneğini sürdürmek istediklerini belirten Füsun Barutçugil, Üsküdar'daki konağı eğitime ve müzeye tahsis ederek mirası devam ettirmeyi amaçladıklarını ifade etti.
Vakıf çatısı altında planlanan faaliyetler arasında haftalık atölyeler, seminerler, sanatçı sohbetleri, süreli ve sürekli sergiler yer alıyor. Müzenin yalnızca sergi alanı olmaktan öte bir 'Yaşayan Müze' olarak işleyerek Türk-İslam sanatlarının genç kuşaklara aktarılması hedefleniyor. Ayrıca vakıf bünyesinde üniversite öğrencilerinin yer aldığı bir burs ağı bulunuyor ve bu ağın gelecek öğrencilere destek sağlamaya devam etmesi amaçlanıyor.
Müze mekânı ve programlar
Hikmet Barutçugil Ebru Müzesi, 1830'lu yıllardan kalma bir Osmanlı konağında hayat bulacak ve hem geleneksel hem çağdaş ebru örneklerini bir araya getirecek. Kurumsal yapı olarak müze ve vakıf; eğitim, süreklilik ve toplumsal paylaşım ekseninde faaliyet gösterecek şekilde tasarlandı.
Tanıtım programında sergilenen eserler ve müzenin kuruluşu, ebru sanatının korunması, öğretilmesi ve daha geniş kitlelere ulaştırılması açısından adım niteliğinde değerlendirilirken, önümüzdeki dönemde müzenin açılışı ve düzenlenecek programlarla ilgili gelişmeler kamuoyuyla paylaşılacak.