Tahran ile Washington Arasındaki Güvensizlik Sorunu
İran'daki uluslararası ilişkiler uzmanları, Tahran ile Washington arasında olası nükleer müzakerelerin yeniden başlaması için "güvensizlik duvarlarının" aşılması gerektiğini belirtiyor.
Uzman Görüşleri
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Hasan Beheştipur, "Bu güvensizliği ortadan kaldırmak için ana odağı karşılıklı adımlar olacak şekilde kapsamlı bir plan hazırlanması gerekiyor," şeklinde konuştu.
Tahran, ABD'nin 2015'te imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı'ndan (KOEP) tek taraflı çekilmesinin ardından nükleer müzakerelerde zorluklarla karşılaşmıştır. Tahran yönetimi yüksek düzeyde uranyum zenginleştirmeye başlamış ve bu durum iki ülke arasında güçlü bir güvensizlik ortamı oluşturmuştur.
İran'da Yeni Yönetimin Mesajları
İran'da yeni Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı'nın müzakerelere yönelik olumlu açıklamaları, ancak güvensizlik duvarlarının henüz aşılamadığını gösteriyor. Beheştipur, muhalefetin etkisini ve karşılıklı güvensizlik durumunu göz önünde bulundurarak, bu sürecin zorlu olacağını vurguladı.
Geçmişten Bugüne Nükleer Anlaşma İlişkisi
Eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'in yanı sıra mevcut Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi gibi isimlerin rol almasının müzakereleri olumlu yönde etkileyeceği düşünülüyor. Ancak, İran’ın nükleer politikalarının temelde değişmeyeceği ifade ediliyor.
ABD-Dış Politika ve Nükleer Tehdit
Uzmanlar, ABD'nin bölgede İsrail lobisinin etkisi altında kalması nedeniyle normalleşme sürecindeki engellerin devam ettiğini belirtiyor. Tahran Üniversitesi Öğretim Üyesi Fuad İzedi, "ABD yönetiminin bu tutumu değişmedikçe, İran ile ABD arasındaki sorunlar düzelmeyecektir," ifadelerini kullanarak, güvensizliği aşmanın yalnızca karşılıklı adımlara bağlı olduğunu vurguladı.
Sonuç Olarak
Tahran İslami Azad Üniversitesi'nden Hamid Ruşençeşm, "İran ile ABD arasındaki güvensizlik yüksek duvarlar ile örülü, ancak diyalog ve etkileşimin gelecekte şekillenmesi mümkündür," şeklinde açıklamalarda bulundu. Sonuç olarak, İran ile ABD arasındaki güvensizlik duvarlarının aşılması için somut adımlar atılması gerektiği vurgulanmakta ve mevcut durumun karmaşıklığına işaret edilmektedir.