Hakan Fidan Doha Forumu’nda SDG, Gazze ve Bölgesel Güvenlik Üzerine Konuştu
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen 23. Doha Forumu kapsamında gerçekleştirilen "Newsmaker" oturumunda Suriye ve Gazze meselelerine ilişkin değerlendirmelerini paylaştı. Guardian gazetesinden Patrick Wintour’un yönettiği mülakat formatındaki oturumda Fidan, Türkiye’nin güvenlik kaygılarını ve bölgesel çözüm beklentilerini anlattı.
SDG ve Suriye ordusuna derç edilme süreci
Fidan, Suriye hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasındaki olası anlaşmalara ilişkin değerlendirmesinde, Suriye hükümetinin egemen bir aktör olduğunu ve tarafların kendi aralarında anlaşma yapabileceğini belirtti. Ancak PKK bağlantılı unsurlar konusundaki tehlikeye dikkat çekti ve "Suriyeli olmayan unsurların SDG’den çıkarılmasını istiyoruz" ifadesini kullandı.
Bakan, PKK’nın SDG içinde bazı unsurlar barındırdığını ve bu unsurların tek hedefinin Türkiye’ye karşı mücadele olduğunu vurguladı. "Irak’tan, İran’dan, Türkiye’den katılan unsurların derhal ayrılmasını istiyoruz" diyerek bunun entegrasyon sürecine güven verecek bir başlangıç olacağını belirtti.
Entegrasyon sürecinin zorlukları ve beklentiler
Fidan, SDG’den ordunun yeni bir bileşene dahil edilmesinin teknik ve büyük çaplı bir süreç olduğunu, 50 bin–60 bin kişilik oluşumların entegre edilmesinden bahsedildiğini hatırlattı. Sürecin inandırıcı olabilmesi için hem SDG hem de Şam tarafından somut adımlar atılmasını ve gerçek angajman beklediklerini söyledi.
Abd, Batı ve geçmiş destek tartışmaları
Suriye krizinin Türkiye üzerindeki etkilerine değinen Fidan, 2016–17 yıllarının zorlu geçtiğini, uluslararası toplumun muhalefete desteğinin azaldığını ve Katar ile Türkiye’nin yalnız kaldığını ifade etti. Fidan, Batı ve ABD’nin bazı çevrelerden muhalefet yerine PKK’ya yardım etme tavsiyesi aldığı iddiasını "başka bir zaman ele alınması gereken" bir konu olarak niteledi.
Abdullah Öcalan’ın rolü
PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın süreçte oynayabileceği role ilişkin soruya Fidan, geçmişte MİT Başkanlığı döneminde PKK ile angajmanlara katıldığını ve bir ortak anlayışa yakınlaşıldığını ancak bu sürecin PKK tarafından terk edildiğini söyledi. Öcalan’ın bugün bir rol oynayıp oynamayacağının belirsiz olduğunu, ancak potansiyel bir katkı olabileceğini belirtti.
Gazze, ateşkes ihlalleri ve Uluslararası İstikrar Gücü (ISF)
Fidan, Gazze’deki ateşkes sürecine ilişkin olarak "İsrailliler tarafından gerçekleştirilen ateşkes ihlallerinin gerçekten tarif edilemez düzeyde olduğunu" ve ateşkes sürecinin neredeyse durma noktasına geldiğini söyledi. ABD yönetiminin sürecin sahibi olması beklentisiyle Başkan Trump ile Netanyahu arasında kapsamlı bir görüşme yapılmasının önemli olduğunu vurguladı.
ISF'ye (Uluslararası İstikrar Gücü) Türkiye’nin katılımına dair değerlendirmede Fidan, bazı ülkelerin Türkiye’nin varlığını görmek istediğini, Türkiye’nin kolaylaştırıcı ve meşruiyet arttırıcı bir rol oynayabileceğini ifade etti. ISF’nin öncelikli görevinin İsrailliler ile Filistinlileri sınırda birbirinden ayırmak olduğunu belirtti.
Silahsızlanma, ISF ve aşamalı çözüm
Hamas’ın silah bırakma sürecine dair Fidan, silahsızlanmanın ilk adım olamayacağını, öncelikle ISF’nin konuşlandırılması ve sınırda Filistin emniyet güçlerinin inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Bu adımların insani yardımların akışı ve idari görev devri için şart olduğunu vurguladı.
Ateşkesin ve garantörlüğün riskleri
Fidan, ateşkeste yaşanan günlük ihlaller nedeniyle sürecin her an tehlikeye girebileceğine dikkat çekti ve Türkiye’nin Katar ve Mısır ile birlikte barış planının imzacısı olduğunu belirterek garantörlük sorumluluğunu üstlenebileceklerini söyledi. Ayrıca, İsrail’in uygulamalarını durdurabilecek güvenilir bir mekanizma olmadığını ifade etti.
İşkence iddiaları ve Filistin davasının yükselmesi
Bakan, İsrail cezaevlerinde mahkumlara yönelik işkence iddialarını "sistematik" olarak nitelendirdi ve uluslararası toplumun bu konuda daha fazla adım atması gerektiğini belirtti. Ayrıca Filistin davasının uluslararası desteğinin arttığını ve bunun siyasal zemini genişlettiğini söyledi.
Ticaret yolları, NATO tartışmaları ve bölgesel endişeler
Ukrayna kaynaklı deniz güvenliği endişelerine ilişkin Fidan, ticaret yollarının hedef alınmasını istemediklerini, bu konuyu hem Ukrayna hem de Rusya ile ele aldıklarını aktardı. NATO içindeki Avrupa/AB tartışmalarının kendisini etkilemediğini belirten Fidan, burada süregelen tartışmanın özünde Avrupa güvenlik mimarisi ile NATO arasındaki ilişki olduğunu ifade etti.
Bakan Fidan’ın Doha’daki konuşması, SDG’nin geleceği, Gazze’de ateşkesin sürdürülebilirliği ve bölgesel güvenlik mekanizmalarının nasıl işlemesi gerektiğine dair Türkiye’nin beklentilerini net biçimde ortaya koydu.
DOHA (İHA) - DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN, TERÖR ÖRGÜTÜ PKK/YPG’NİN SURİYE UZANTISI SURİYE DEMOKRATİK GÜÇLERİ’NİN (SDG) SURİYE ORDUSUNA DERÇ EDİLMELERİNE İLİŞKİN, "SURİYE HÜKÜMETİ VE SDG, KENDİ ARALARINDA BİR ANLAŞMA YAPABİLİRLER. ANCAK PKK SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA SDG İÇERİSİNDE BAZI UNSURLARIN BULUNDUĞUNU BİLİYORUZ. SURİYELİ OLMAYAN UNSURLARIN SDG’DEN ÇIKARILMASINI İSTİYORUZ" İFADELERİNİ KULLANDI. FİDAN AYRICA, "İSRAİLLİLER TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEN ATEŞKES İHLALLERİNİN GERÇEKTEN TARİF EDİLEMEZ DÜZEYDE OLDUĞUNU SÖYLEMEK GEREKİYOR. ATEŞKES SÜRECİ NEREDEYSE DURMA NOKTASINA GELMEK ÜZERE" DEDİ.