DOLAR
42,96 -0,08%
EURO
50,52 -0,04%
ALTIN
5.980,75 0,35%
BITCOIN
3.815.534,88 -1,03%

Eskişehirli akademisyen şairler Efnan Ezenel ve Gülşah Demirci: 'Martı Çıkmazı' ve 'S’övgü Tanığı' üzerine

Efnan Ezenel ve Gülşah Demirci, Eskişehir'de şiirin toplumsal rolünü ve yeni kitapları 'Martı Çıkmazı' ile 'S’övgü Tanığı'nı değerlendirdi.

Yayın Tarihi: 31.12.2025 11:20
Güncelleme Tarihi: 31.12.2025 11:20

Eskişehirli akademisyen şairler Efnan Ezenel ve Gülşah Demirci: 'Martı Çıkmazı' ve 'S’övgü Tanığı' üzerine

Eskişehir'de şiirin toplumsal tonu: Efnan Ezenel ve Gülşah Demirci

Eskişehir’in edebiyat dünyasında aktif rol alan, akademik kariyerleri ile yazın hayatını sürdüren iki isim Efnan Ezenel ve Gülşah Demirci, şiirin modern dünyadaki yerini ve yeni kitaplarını değerlendirdi. Her iki yazar da Edebiyatist dergisinin şiir kurulunda birlikte görev yapıyor ve Eskişehir Toplum ve Sanat Derneği üyesi.

Şiirin toplumsal yüzü

Her iki akademisyen de şiiri bireysel bir döküm olmanın ötesinde, toplumsal bir yüzleşme ve başkaldırı alanı olarak görüyor. Bu bakış açısı, hem şiirin estetik işlevine hem de çağın sesi olarak şairin sorumluluğuna vurgu yapıyor.

Efnan Ezenel: "Şiir, yaşamın tam ortasında durandır"

Efnan Ezenel (Süleyman Demirel Üniversitesi Turist Rehberliği ile Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümleri mezunu) şiiri şu sözlerle tanımladı:

"Şiir; yaşamın tam ortasında duran bir gerçekliğin sancılı ifadesi, çıkmazın içinde bir yol ve bu yolda bir yüzleşmenin, gürültülü bir sessizliğin biçimidir. Şiirim; imgelerin içtenliğimizi örtmeyecek kadar yer aldığı, duyguların açığa çıktığı bir alandır; çünkü o duygular, her birimizin hayatında farklı olayların yansıması olsa dahi aynı renk ağıtlardır. Bireyin duygularını yazıyor olmak toplumdan kopmuş bir ruhsal döküm değil; duyguların estetik yapı ile toplumla da çarpıştığı yerde biçimlenmesidir. Çağ gürültülü, şiir ise bu gürültünün içinde bir başkaldırıdır. Susturulmuş bir çağda, çıkmazda bizi kucaklayan tek ve güçlü sesleniştir şiir; her çağ kendini şiirlerde ele verir ve şairler de çağın gerçek sesidir."

Gülşah Demirci: "Şiir, sözden tasarruf ederken sesi çoğaltandır"

Gülşah Demirci (Anadolu Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulunda öğretim görevlisi) şiirin insanın iç sesini duyurma işlevini şu ifadelerle anlattı:

"Edebiyatın bam teli, insanın kendine bile yabancılaştığı bir dünyada kendi iç sesini yine insana duyuran, insan kalabilmenin en ince hâlidir şiir. Düzenin üstünü örttüğü çatlaklardan sızan ışık, karanlık zamanlarda yolu aydınlatandır. Şiiri; bir direniş biçimi, estetiği ıskalamadan görünenin ardındaki derinlik arayışı olarak yorumluyorum. Karanlık zamanlardan geçtiğimiz şu sıralarda şiirin yaralarımızı deştiği gibi şifasını da barındırdığına inanıyorum; çağın sesi bu yüzden şiir! Zehri de panzehri de içinde tutuyor; şiiri insandan, toplumdan ve çağdan ayrı tutamazsınız. Tüm yaşananların sesi şiirle çoğalır ve zamana silinmez bir yankı bırakır."

Kitaplar: "Martı Çıkmazı" ve "S’övgü Tanığı"

Efnan Ezenel, yeni kitabı "Martı Çıkmazı" hakkında şunları söyledi:

"‘Martı Çıkmazı’ bana dayatılmış bir isim değil; kendi ismini kitap kendi seçti aslında. Çünkü martı özgürlüğün klişeleşmiş bir sembolü olarak algılanıyor; oysa benim şiirimdeki martı, özgürlükle ilgili olmasının yanı sıra yön duygusunu kaybetmişlik ile ilgili de. ‘Martı Çıkmazı’, yerle gök arasında sıkışmış olma hâli; ne tamamen yeryüzüne ait olabilmek ne de göğe karışabilmek. Çıkmaz, martıya ait değil, insana ait. Çünkü insan yere ait, göğe özlemli ve çoğu zaman kendi içinde sıkışmış bir varlık; martıya bakıp kendi yerinde kalışını fark eden bir insanın hâli."

Gülşah Demirci ise "S’övgü Tanığı" adlı kitabını ve amacını şöyle özetledi:

"‘S’övgü Tanığı’, yaşadığımız çağa tanıklık ediyor; aslında öfkeyle karışık bir hüzün bu çağın tanıklığı, insan olmanın sancısı... Tanıklığı, duygu ve zihin sistemimizi yeniden hizalayan bir bilinç hâli olarak ifade edebiliriz. S’övgü ise içinde övgüyü de barındıran bir kelime; zıtlıkların el ele verdiği bu dualite dünyasında sövgüyü hak eden şeyler de var, övgüyü de. Şiirin bir övgü olduğu gerçeğinin yanı sıra, şiir en güzel sövgüdür aslında, anlayana. Benim sövgüm küfürlü değil, şiirli. Şiiri sustuklarımıza, susturulduklarımıza, boğazımıza saplananlara tanık kılmaktır niyetim. ‘S’övgü Tanığı’ hem bireysel hem toplumsal, eleştirel yaklaşımı yüksek ama aynı zamanda övülecek şeyleri görmemiz gerektiğinin altını çizen bir kitap oldu."

Gülşah Demirci, 2021 yılında Yunus Emre Edebiyat Armağanı Şiir Yarışmasında birincilik kazandığını hatırlatan bir referansla söyleşisini tamamladı.

İmza günü ve kapanış

Adalar’daki bir kitap kafede okurlarıyla bir araya gelen akademisyen şairler, imza günü etkinliğinde kitaplarını okurları için imzaladı ve söyleşiyi, herkese şiirle dolu bir yıl dileğiyle sonlandırdı.

Öne çıkan noktalar: Edebiyatın toplumla ilişkisi, şiirin çağın sesi olması, "Martı Çıkmazı" ve "S’övgü Tanığı" adlı yeni eserlerin tematik vurguları.

ESKİŞEHİR’İN EDEBİYAT DÜNYASINDA AKTİF ROL ALAN, AKADEMİK KARİYERLERİ İLE YAZIN HAYATINI BAŞARIYLA...

ESKİŞEHİR’İN EDEBİYAT DÜNYASINDA AKTİF ROL ALAN, AKADEMİK KARİYERLERİ İLE YAZIN HAYATINI BAŞARIYLA SÜRDÜREN İKİ İSİM, EFNAN EZENEL VE GÜLŞAH DEMİRCİ, ŞİİRİN MODERN DÜNYADAKİ YERİNİ VE YENİ ESERLERİNİ DEĞERLENDİRDİ.

ESKİŞEHİR’İN EDEBİYAT DÜNYASINDA AKTİF ROL ALAN, AKADEMİK KARİYERLERİ İLE YAZIN HAYATINI BAŞARIYLA...

Yazar
EDİTÖR

Zeynep Kaya

Merhaba, ben Zeynep Kaya. 25 yaşındayım, İzmir'den çalışıyorum. aksiyon.com.tr Gündem kategorisinde veri gazeteciliği yapıyorum. Rakamlar benim işim. Anketlerin, istatistiklerin dilini halkın anlayacağı şekilde haberleştiriyorum. Genelde sessiz ama çok dikkatli bir yapıya sahibim.