Erdoğan: TBMM'den Gazze ve Filistin'e Tepki, Yeni Yasama Yılına Birlik Çağrısı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 28. Dönem 4. Yasama Yılı açılışında yaptığı konuşmada Meclis'in tarihi misyonunu vurguladı, Filistin meselesine ilişkin parlamentonun duruşunu öne çıkardı ve yeni dönemde yasama önceliklerine dair çağrıda bulundu.
Açılış konuşması ve milli vurgular
Erdoğan, TBMM Genel Kurulu'na hitabında Meclis'in kuruluşundan bu yana taşıdığı sorumlulukları anımsatarak, 105 yıllık tarihsel mirasa atıfta bulundu. Milletin doğrudan oylarıyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak kürsüde aynı heyecanı hissettiğini belirtti ve meclisin yeni yasama yılının milletvekilleri, ülke ve insanlık için hayırlı olmasını diledi.
Konuşmasında geçmiş dönemlerde görev yapmış, aramızda olmayan milletvekillerini rahmetle andı; özellikle Ali Şükrü Bey, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun anılarına hürmetle değindi.
Meclisin Filistin tepkisi ve tezkerenin önemi
Erdoğan, Meclis'in Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu vurgulayarak şunları söyledi: "İsrail yönetiminin Gazze'de ve Filistin'in diğer bölgelerinde iki yıldır sürdürdüğü soykırıma, bölgede estirdiği devlet terörüne en güçlü tepki 86 milyon vatandaşımızın temsil edildiği bu koltuklardan yükseldi."
Cumhurbaşkanı, Genel Kurul tarafından 29 Ağustos'ta kabul edilen "İsrail'in Filistin Halkına Yaptığı Soykırım Hakkında Tezkere"nin, zulme göz yumanlar için kuvvetli bir mesaj oluşturduğunu belirtti. Ayrıca Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu kapsamındaki çalışmaların Meclis diplomasisi açısından önemine işaret etti ve Filistinli mazlumlarla dayanışma gösteren siyasi partilere ve milletvekillerine teşekkür etti.
Yasama öncelikleri ve birlik çağrısı
Erdoğan, 1 Ekim 2024 - 21 Temmuz 2025 dönemini kapsayan önceki yasama yılının yoğun bir çalışma takvimiyle geçtiğini anımsattı ve Meclis faaliyetleri ile parlamenter diplomasinin milletin iradesini temsil ettiğini söyledi. Yaklaşan yaklaşık 10 aylık dönemde tüm milletvekillerine, siyasi parti ayrımı gözetmeksizin, teklif, önerge ve yapıcı eleştirileriyle katkı çağrısı yaptı.
Konuşmasında birlik ve ortak payda vurgusunu öne çıkararak, "Mesele Türkiye ise gerisi teferruattır" dedi ve siyasetin farklı kulvarlarında rekabet olsa da ülke söz konusu olduğunda ortak hareket etme erdeminin önemini vurguladı. Yasama yılının saygı, hoşgörü ve uzlaşının ön planda olduğu verimli bir dönem olması temennisinde bulundu.
Meclis'in tarihsel rolü ve demokrasi vurgusu
Erdoğan, TBMM'nin Milli Mücadele'den Cumhuriyet'in kuruluşuna, 15 Temmuz direnişine kadar uzanan tarihsel rolünü hatırlattı. Meclis'in "Gazi" unvanına sahip olduğunu, milli iradenin tecelligâhı olduğunu ve demokrasinin merkez üssü rolünü sürdürdüğünü ifade etti. 15 Temmuz gecesi Meclis'in gösterdiği direnişi anarak milletvekillerinin bu ruhu yaşatacaklarına duyduğu inancı belirtti.
Konuşma, milletin esenliğinin, huzurunun ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin gerçekleştirilmesi için Meclis ve milletvekillerine düşen görevlerin altını çizen çağrılarla sona erdi. Cumhurbaşkanı, Meclis tarafından temsil edilen milletin iradesinin korunmasının ve yasama faaliyetlerinin ülke menfaatine uygun şekilde yürütülmesinin önemini yeniden vurguladı.
Milletimizi temsil eden milletvekillerine, siyasi partilere ve Meclis personeline çalışmalarında başarılar dileyerek konuşmasını tamamladı.