Enstitü Sosyal raporu: Çocuk suçlarında 'tedbir mahkemeleri' ve mevzuat uyumu önerisi
ÜMİT TÜRK - Enstitü Sosyal'in "Türkiye'de Adalet Sisteminde Suç ve Çocuk" başlıklı araştırma raporu, çocuk suçlarında cezasızlık algısının yaygınlaşmasının suç tekrarı ve suçun ağırlaşmasında belirleyici olduğunu ortaya koydu.
Raporun temel bulguları
Uzman akademisyenler, hukukçular, ceza infaz kurumu çalışanları ve sosyal hizmet uzmanlarının katkısıyla hazırlanan raporda, cezasızlık algısının suçu olağanlaştırdığı ve mevcut güvenlik tedbirlerinin çocukların ıslahına yeterince katkı sağlamadığı vurgulandı. Hakimlerin takdir yetkisini sınırlayan düzenlemelerin adalet duygusunu zedelediği, tekerrür hükümlerinin uygulanmamasının ise yeni suçlar açısından risk oluşturduğu belirtiliyor.
Rapor, pedagojik ve sosyal destek temelli yeni modeller geliştirilmesini; koruyucu ve destekleyici tedbirlerin ceza uygulamalarıyla birlikte ele alınmasını öneriyor. Çocukların ilk suça karıştıkları dönemde aldıkları geri bildirimin belirleyici olduğu, özellikle 12 yaş altı dönemde verilen tepkinin ilerideki davranış değişimini şekillendirdiği vurgulandı.
Öneriler: Tedbir mahkemeleri ve kontrol mekanizması
Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü Dr. İpek Coşkun Armağan, raporun bütünsel bir bakış sunmak amacıyla hazırlandığını belirterek, suç öncesi, yargılama, infaz ve infaz sonrası süreçlerin eş zamanlı değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Armağan, mevcut tedbirlerin uygulanıp uygulanmadığına dair bir kontrol mekanizması kurulmasını ve somut olarak "tedbir mahkemeleri" oluşturulmasını önerdiklerini aktardı.
Armağan, tekrarlayan suç kayıtlarına sahip çocukların profilinde eğitim, sosyal hizmet, sağlık, yerel yönetimler ve adalet kurumlarının koordinasyon eksikliğinin öne çıktığını belirtti. Ayrıca medyanın dil ve yayıncılık anlayışının sorumlu hale getirilmesi, dijital mecralarda özendirici içeriklere karşı önlemler alınması gerektiğine dikkat çekti.
Hakim takdir yetkisi ve mevzuat düzenlemeleri
Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akgün ise toplantılarda mevzuat uyumsuzluklarının ele alındığını, yargılamaların uzun sürmesinin pratik sorunlara yol açtığını belirtti. Akgün, çocukların tekrar suça karışmasını önleyecek tedbirlerin sadece ceza odaklı değil, koruyucu ve destekleyici tedbirlerle birlikte düşünülmesi gerektiğini ifade etti.
Akgün, gündemdeki yasa tasarısında tekerrür hükümlerine ilişkin öngörülen istisnalara işaret ederek, tasarının yasalaşması halinde ağır suçlarda 15-18 yaş grubunda hakimin takdirine bağlı olarak ceza indirimi uygulanmamasının mümkün hale gelebileceğini hatırlattı. Mevcut TCK 31. madde düzenlemesi kapsamında 12 yaşını doldurmamışlar için ceza verilemediği ve koruyucu tedbirlerin takdire bırakıldığının altını çizdi ve bu takdir yetkisinin sınırlarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
Akgün, özellikle 15-18 yaş grubuna yönelik zorunlu ceza indirimi hükümlerinin hakimin takdir yetkisini kısıtladığını belirterek, somut olayın özelliklerine göre uygun cezanın belirlenmesinin adalet mekanizmasının sağlıklı işlemesi açısından önem taşıdığını vurguladı. TCK 31. madde ile Çocuk Koruma Kanunu arasında harmonizasyon sağlanırken takdir yetkisinin kullanılmasının gerekeceğini belirtti.
Okullar, bağımlılık ve kurumsal kapasite
Rapor, okullarda şiddet ve akran zorbalığıyla mücadelede kurumsal kapasitenin artırılmasını; PDR uzmanlarının sayısının artırılmasının ötesinde, okul yönetimi, öğretmen ve sınıf yönetimi düzeyinde kapsamlı bir kurumsal iklim çalışması yapılmasını öneriyor. Risk haritaları oluşturularak riskli okullarda ayrı destek mekanizmalarının işletilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Ayrıca bağımlılık sorunu yaşayan çocukların yatılı tedavi imkanlarının artırılması ve Aile Bakanlığı'ndaki sosyal hizmet uzmanlarının çocuk konusundaki uzmanlıklarının güçlendirilmesi gerektiği raporda yer aldı.
Sonuç
Enstitü Sosyal raporu, çocuk suçluluğunun yalnızca ceza hukuku boyutuyla ele alınamayacağını; pedagojik, sosyal hizmet ve yerel düzeyde koordinasyon gerektiren kapsamlı bir yaklaşım gerektiğini ortaya koyuyor. Raporda öne çıkan somut öneriler arasında tedbir mahkemeleri kurulması, hakim takdir yetkisinin yeniden düzenlenmesi ve tekerrür uygulamalarının politika yapımında dikkate alınması bulunuyor.
Enstitü Sosyal'in "Türkiye'de Adalet Sisteminde Suç ve Çocuk" başlıklı araştırması, çocuk suçlarında "cezasızlık" algısının belirleyici olduğunu, caydırıcılık ve ıslah için mevcut hukuki düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koydu. Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü İpek Coşkun Armağan, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.