
Dünya Bankası'nın yayınladığı Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu, küresel ekonomik büyümenin 2023 yılı için %2,7'den %2,3'e indirildiğini duyurdu. Banka, artan ticaret gerilimleri ve belirsizlikler nedeniyle, küresel resesyonlar hariç tutulduğunda, dünya ekonomisinin 2008'den bu yana en zayıf dönemini yaşayacağını belirtti.
Raporda, dünya genelindeki tüm bölgelerde ve gelir gruplarında ekonomilerin %70'inde büyüme tahminlerinin revize edildiği ifade edildi. Geleceğe dair büyüme tahmininin 2025'te %2,3'e düşmesi öngörülüyor; bu da başlangıçta öngörülen seviyeden neredeyse yarım puan daha düşük.
2024 yılında dünya ekonomisinin %2,4, 2027’de ise %2,6 oranında büyümesi planlanıyor. Küresel bir resesyon öngörülmemekle birlikte, eğer bu tahminler gerçekleşirse, 2020'lerin ilk yedi yılı itibarıyla dünya ekonomisi, 1960'lardan bu yana hiçbir on yılın başında olmadığı kadar yavaş büyüyecek.
Gelişmekte Olan Ülkelerde Büyüme Yavaşlığı
Gelişmekte olan ekonomilerin neredeyse %60'ında, ekonomik büyümenin bu yıl yavaşlamasının beklendiği belirtildi. 2025’te ortalama %3,8 ve 2026 ile 2027’de %3,9 seviyelerine yükselmesi öngörülüyor. Gelişmiş ekonomilerin büyüme tahminlerinin ise bu yıl %1,2, gelecek yıl %1,4 ve 2027’de %1,5 olması bekleniyor.
Yavaşlayan büyümenin, istihdam yaratımı, aşırı yoksullukla mücadele ve kişi başına gelirde gelişmiş ülkelerle farkın kapanması çabalarına olumsuz etkileri olacağı ifade ediliyor. Gümrük tarifelerindeki artışlar ve sıkı iş gücü piyasalardan kaynaklanan baskılar, küresel enflasyonu yukarı yönlü etkilemeye devam ediyor.
Gelişmiş Ülkelerde Tahminler Düşürüldü
Özellikle ABD ve Avro Bölgesi'nin 2023 yılı büyüme tahminleri de düşürülmüştür. ABD ekonomisi için büyüme beklentisi %2,3'ten %1,4'e, Avro Bölgesi için ise %1'den %0,7'ye indirilmiştir. Buna karşın, Çin ekonomisi için büyüme tahminleri aynı kalırken, %4,5'lik bir büyüme öngörülüyor.
Türkiye Ekonomisi İçin Olumlu Revizyon
Türkiye ekonomisi içinse bu yıl %3,1, gelecek yıl ise %3,6 büyümesi beklenmektedir. Bu yukarı yönlü revizyon, 2024'ün dördüncü çeyreğinde beklenenden güçlü gerçekleşen büyüme ve küresel petrol fiyatlarındaki düşüşle ilişkilendirilmiştir. Ancak, zayıf küresel ekonomik aktivite ve belirsizlikler göz önüne alındığında, ihracat büyümesinin sınırlı kalacağı öngörülmektedir.