Dr. Ulaş Metin: Sürekli Horlama Uyku Apnesi Habercisi Olabilir
Kulak Burun Boğaz (KBB) Uzmanı Dr. Ulaş Metin, toplumda sık görülen ancak sıklıkla hafife alınan horlamanın; yaşam kalitesini düşüren, kalp krizi ve felç gibi ciddi sonuçlara yol açabilen uyku apnesinin en önemli belirtisi olabileceği uyarısında bulundu. Dr. Metin, horlamanın yalnızca rahatsız edici bir ses değil, üst solunum yolunda daralma olduğuna işaret eden bir bulgu olduğunu belirtti.
Horlama bir işarettir
Dr. Metin, horlamanın tek başına hastalık olmadığını, ancak altta yatan bir sorunun belirtisi olduğunu vurguladı: "Uyku sırasında nefes aldığımız yol daralırsa, geçen hava çevresindeki yumuşak dokuları titreştirir ve horlama sesi ortaya çıkar. Bu durum, üst solunum yolunun dar olduğunun bir işaretidir."
Bu daralmaya burun eğriliği, geniz eti, büyük bademcikler, yumuşak damak ve küçük dilin uzun olması, kilo veya çene yapısı gibi faktörlerin neden olabileceğini, bu etkenler bir araya geldiğinde ise uykuda nefes durmaları yani apnenin ortaya çıkabileceğini aktardı.
Uyku apnesi hayati riskler taşıyor
Uyku apnesinin uykuda solunumun tekrar tekrar durması şeklinde tanımlandığını belirten Dr. Metin, sonuçlarını şöyle özetledi: "Nefes durduğunda vücut oksijensiz kalır ve beyin, sizi hayatta tutmak için mikro uyanmalarla tepki verir. Bu durum gece boyunca yüzlerce kez tekrarlanabilir. Sonuç olarak kişi sabah yorgun kalkar, gün içinde sürekli uyuklar, baş ağrısı ve konsantrasyon güçlüğü çeker."
Dr. Metin, daha da önemlisi uyku apnesinin zamanla yüksek tansiyon, kalp ritim bozuklukları, felç ve kalp krizi riskinde ciddi artışa neden olduğunu belirterek, durumun yalnızca uyku kalitesi sorunu olmaktan öte, yaşam süresini etkileyebilecek ciddi bir sağlık problemi olduğuna dikkati çekti.
Kesin tanı için "uyku testi" şart
Horlama ve uyku apnesi şikayeti olan hastalarda kesin tanının polisomnografi adı verilen uyku testi ile konulduğunu ifade eden Dr. Metin, bu test sırasında hastanın bir gece boyunca hastanede veya evde izlendiğini ve "nefes durma sayıları, kan oksijen düzeyindeki düşüşler, kalp ritmi ve horlama şiddeti" gibi verilerin detaylı olarak ölçüldüğünü açıkladı. Bu sonuçlara göre hastalığın derecesinin hafif, orta veya ağır olarak sınıflandırıldığını ve en uygun tedavi planının bu sınıflandırmaya göre belirlendiğini söyledi.
Tedavi kişiye özel planlanıyor
Dr. Metin, tedavinin standart olmadığını ve sorunun kaynağına göre kişiye özel planlandığını belirtti. Orta ve ağır uyku apnesinde altın standardın CPAP cihazları olduğunu; bu cihazların sürekli pozitif hava basıncı sağlayarak solunum yolunun gece boyunca açık kalmasına yardımcı olduğunu anlattı.
Eğer sorunun temelinde burun eğriliği, büyük bademcik veya damak yapısı gibi anatomik darlıklar varsa cerrahi müdahalelerle kalıcı çözümler sunulabildiğini, hafif ve orta vakalarda ise çeneyi öne alan ağız içi aparatlar ile kilo kontrolü ve yaşam tarzı değişikliklerinin tedavinin önemli bir parçası olduğunu vurguladı.
Konuşmasını, "Unutmayın, horlama ‘sadece horlama’ değildir. Bu bir uyarı işaretidir. Erken tanı ve doğru tedaviyle hem uyku kalitenizi artırabilir hem de uzun vadede kalp ve damar sağlığınızı koruyabilirsiniz" sözleriyle tamamladı.
KULAK BURUN BOĞAZ (KBB) UZMANI DR. ULAŞ METİN, HORLAMANIN, YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜREN VE KALP KRİZİNDEN FELCE KADAR CİDDİ SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇABİLEN UYKU APNESİNİN EN ÖNEMLİ HABERCİSİ OLABİLECEĞİ KONUSUNDA UYARILARDA BULUNDU.