DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0%
BITCOIN
3.790.571,35 1,44%

Cevdet Yılmaz: Netanyahu'nun Sözleri Hukuki ve Tarihi Geçerliliğe Sahip Değil, Gazze'deki Durum Hesap Konusu

Cevdet Yılmaz, canlı yayında Netanyahu'yu 'yok hükmünde' ifadelerle eleştirdi; savunma sanayii, terörle mücadele, Suriye, yeni anayasa ve ekonomik hedefleri değerlendirdi.

Yayın Tarihi: 28.08.2025 00:43
Güncelleme Tarihi: 28.08.2025 00:43

Cevdet Yılmaz: Netanyahu'nun Sözleri Hukuki ve Tarihi Geçerliliğe Sahip Değil, Gazze'deki Durum Hesap Konusu

Canlı Yayın Açıklaması: Genel Değerlendirme

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Habertürk TV ve BloombergHT ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Yılmaz, dış politika, güvenlik, savunma sanayii, yeni anayasa çalışmaları ve ekonomi başlıklarında ayrıntılı değerlendirmeler yaptı.

Netanyahu'nun Açıklamaları ve Gazze Eleştirisi

Yılmaz, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 1915 olaylarına ilişkin sözlerine ilişkin, "Netanyahu'nun sözleri talihsiz ve hiçbir geçerliliği olmayan yok hükmünde ifadeler. Ne tarihi bir gerçekliğe ne de hukuki bir gerçekliğe tekabül ediyor. Netanyahu'nun asıl hesap vermesi gereken Gazze'deki Filistinlilere dönük açık ve net soykırımıdır" ifadelerini kullandı.

Türkiye olarak Filistin'de yaşananlara dair duruşlarını diplomatik platformlarda gür bir sesle sürdüreceklerini vurgulayan Yılmaz, insanlık ittifakına ihtiyaç olduğunu belirtti.

Savunma Sanayii ve 'Çelik Kubbe'

Yılmaz, son 22 yılda savunma sanayii alanında önemli bir dönüşüm yaşandığını, Türkiye'nin artık ihracatçı konuma geldiğini söyledi. Öne çıkan açıklamalarından bazıları şöyle:

"Geçmişte parasını ödediğimiz halde alamadığımız ürünleri şimdi biz başkalarına ihraç eder konuma geldik."

Yılmaz, tespit edilen eksikliklerden birinin de "Çelik Kubbe" projesi olduğunu, projenin adının Cumhurbaşkanı tarafından konulduğunu ve birbirine entegre sistemlerle etkili bir savunma sağlamayı hedeflediğini kaydetti. Savunma sanayisinin aynı zamanda ekonominin önemli bir parçası olduğunu, teknolojik tabanın güçlenmesinin katma değeri yüksek bir ekonomi inşa edeceğini ifade etti.

Terörle Mücadele ve 'Terörsüz Türkiye' Girişimi

Yılmaz, bölgede oynanmaya çalışılan oyunların boşa çıkarılması kapsamında "terörsüz Türkiye" girişiminin değerine işaret etti. Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla sürecin hızlandığını, örgütün kurucusunun bile örgütün feshi yönünde tavsiyede bulunduğunu ve ilk silahların yakılmaya başlandığını söyledi. Yılmaz, terörün 40 yılı aşkın süredir büyük bir yük olduğunu belirterek şehitleri andı ve gazilere şükranlarını sundu.

Terörle mücadelede hem içerde hem sınır ötesinde yürütülen çabaların önemli olduğunu ve kalıcı çözümün Türkiye'nin geleceği açısından hayati olduğunu vurguladı: "Terörsüz Türkiye aslında terörsüz bölge demek."

Suriye Politikası

Yılmaz, Suriye'de devlet otoritesinin her tarafa hakim olduğu bir yapının önemine dikkat çekti. Suriye'deki istikrarı istemeyen güçlerin çatışmaları körüklemeye çalıştığını belirterek Cumhurbaşkanı'nın Ahlat'taki mesajını bu bağlamda önemli gördüğünü ifade etti.

Yılmaz, Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliğinden yana olduğunu, tüm etnik grup ve mezheplere eşit bir nazarla baktıklarını ve anayasa çalışmalarını önemsediğini kaydetti.

Yeni Anayasa ve Milli Dayanışma Komisyonu

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarına ilişkin Yılmaz, yoğun bir çalışma yürütüldüğünü ve meselenin milletin, devletin geleceğiyle ilgili olduğunu söyledi. Komisyonun, terörün ekonomik ortamı zehirlediğini ve kalkınmanın önünde set oluşturduğunu dikkate alarak mümkün olduğunca hızlı tamamlanmasının önemine vurgu yaptı.

Yeni anayasa tartışmalarıyla ilgili olarak Yılmaz, Türkiye'nin hâlâ bir darbe anayasasıyla yönetildiğini belirterek, "Türkiye bu ayıptan kurtulsun" ifadesini kullandı. Hükümet ve parti olarak iç çalışmalar yürüttüklerini, ancak nihai kararın Meclis'e düştüğünü, uzlaşma ve müzakere gerektiren bir süreç olduğunu söyledi. Gündemlerinde ilk 4 maddenin değiştirilmesi gibi bir hususun olmadığını da ekledi.

Avrupa İlişkileri, Vize Kolaylıkları ve Bölgesel Diplomasi

Yılmaz, mevcut uluslararası ortamda güvenlik kaygılarının arttığını, Türkiye-Avrupa ilişkisinde yeni bir alan açıldığını ancak bunun sadece güvenlik eksenli bir ortaklık olarak görülmemesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin "Avrupa'nın bir parçası" ve "AB'nin aday ülkesi" olduğuna, NATO'nun ikinci en büyük gücü konumunda bulunduğuna dikkat çekti.

Vize serbestisi ve vize kolaylaştırma kararlarının bulunduğunu, Çoklu ve uzun süreli vizelere ilişkin hazırlıkların sürdüğünü, uygulamaya geçiş sürecinin devam ettiğini söyledi. Ayrıca Türkiye'nin iletişim kanallarını açık tutmasının arabuluculuk için avantaj sağladığını belirterek "Zelenskiy ile Putin'in İstanbul'da görüşmesi mümkün mü? Neden olmasın?" dedi.

Ekonomi: Orta Vadeli Program, Enflasyon ve İstihdam

2024 Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerine ilişkin konuşan Yılmaz, enflasyonla mücadeleyi üç aşamada yürüttüklerini ifade etti: geçiş süreci, dezenflasyon ve kalıcı fiyat istikrarı. Yılmaz, "Birinci aşama geçen yılın haziran ayında tamamlandı ve dezenflasyon süreci başladı. O günden bugüne 14 aydır kesintisiz şekilde enflasyon oranı düşüyor. 75,5'ten 33,5'a kadar geldi yani enflasyonda 42 puanlık bir düşüş gerçekleşti. Yıl sonuna baktığımızda 30'un altını artık rahatlıkla görüyoruz" dedi.

Yılmaz, OVP'nin kararlılıkla uygulanmaya devam edeceğini, gelecek yıl enflasyonun tek haneli rakamlara gerilemesi hedefiyle çalışıldığını söyledi. Ayrıca sanayi, istihdam (özellikle genç ve kadın istihdamı) ve kira-e konut politikalarına ilişkin değerlendirmeler yaptı.

Kira, Konut ve Deprem Politikaları

Yılmaz, kira ücretlerinde gerileme eğilimi başladığını ancak özellikle metropollerde kiraların hâlâ yüksek olduğunu belirtti. Deprem bölgesine 3 trilyon TL harcandığını, yıl sonu itibarıyla 450 bin konutun hak sahibine teslim edileceğini söyledi. Sosyal konut kampanyası hazırlıkları olduğunu, yeni sosyoloji ve nüfus dinamiklerine uygun, enerji verimli ve afetlere dayanıklı konut modelleri hedeflendiğini anlattı.

Doğurganlık hızının düştüğüne dikkat çeken Yılmaz, toplumun yüzde 20'sinin tek kişilik hanelerden oluştuğunu ve Nüfus Politikaları Kurulu çalışmalarını yürüttüğünü söyledi.

KKM Değerlendirmesi ve Finansal Dayanıklılık

Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasının sonlandırılmasına ilişkin Yılmaz, uygulamanın başından itibaren geçici bir tedbir olarak planlandığını, hem artı hem eksi yönlerinin olduğunu, ancak kur istikrarı açısından fayda sağladığını belirtti. Yılmaz, KKM'nin kademeli şekilde azaltılarak 2,5 yılda 140 milyar dolardan 10-11 milyar dolar seviyesine gerilediğini ve bu sürecin başarılı bir operasyon olduğunu söyledi.

Dışsal etkilere karşı ekonominin dayanıklılığının arttığını söyleyen Yılmaz, şu an için yeni banknot basımına ilişkin bir çalışma olmadığını, gelecekte ne düşünüleceğini bilmediğini ekledi.

Kapanış

Yılmaz, konuşmasında dış politika, güvenlik, anayasa ve ekonomik hedefler arasında bağlantıya vurgu yaparak, çok yönlü bir stratejiyle hem iç huzurun hem de uluslararası itibarın güçlendirilmesi hedefinin sürdüğünü belirtti.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı