Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın İstişare Toplantısı Konuşması
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile birlikte Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'nda düzenlenen Alevi İnanç Önderleri ve Cemevi Başkanları İstişare Toplantısına katıldı. Toplantıda Yılmaz, hükümetin karar alma süreçlerinde istişareye verdiği önemi ve toplumun farklı kesimlerinin seslerine kulak verme anlayışını vurguladı.
İstişarinin önemi ve ortak değer vurgusu
Yılmaz, 23 yıldır Anadolu'nun her köşesinden gelen görüşlerin karar süreçlerini şekillendirdiğini belirterek, toplumdaki farklılıkları zenginlik olarak gördüklerini ifade etti. Konuşmasında, ortak olan değerlerin çok olduğunu belirterek "Ehl-i Beyt sevgimiz bir, vatanımız bir, bayrağımız bir, devletimiz bir" değerlendirmesinde bulundu. Yılmaz, farklılıklara saygı gösterilmesinin ve hiçbir vatandaşın ötekileştirilmemesinin devlet iradesinin temel ilkelerinden biri olduğunu söyledi.
Kerbela ile Gazze benzetmesi ve mazlum vurgusu
Yılmaz, konuşmasında Kerbela hadisesine atıf yaparak bugün Gazze'de benzeri olayların yaşandığını savundu. Sözlerini, "Kerbela'da yaşanan neyse aslında Gazze'de de bir benzeri yaşanıyor. Masum insanlar açlığa, susuzluğa mahkum edilerek katlediliyor. Bir soykırım uygulanıyor" şeklinde dile getirdi. Yılmaz, geçmişte kimden yanaysalar bugün de aynı taraftan yana olmaları gerektiğini belirterek "Mazlumun yanında zalimin karşısında olmak zorundayız" mesajını yineledi.
Alevi-Bektaşi kültürü, cemevleri ve Ehli/ Ehl-i Beyt sevgisi
Yılmaz, Anadolu'nun hoşgörü, dayanışma ve birlikte yaşama kültürüyle şekillendiğini söyleyerek Alevi-Bektaşi inancının bu medeniyetin önemli damarlarından biri olduğunu vurguladı. Cemevlerinin birlik, muhabbet ve kardeşlik mekanı olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "Bizi biz yapan değerlerden biri de Ehli Beyt sevgisidir" ifadesiyle toplumun ortak manevi dayanaklarına işaret etti.
Konuşmasında Osmanlı döneminde Hicaz yolculuğu öncesi ziyaret edilen merkezler arasında Kudüs, Necef, Kerbela ve Bağdat'ın yer aldığına değinen Yılmaz, muharrem ayında hatırlanan Kerbela hadisesinin adalet, vicdan ve kardeşliğin değerini hatırlattığını belirtti.
Terörle mücadele, demokrasi ve Meclis çalışmaları
Uluslararası hukukun zayıfladığı bir döneme değinen Yılmaz, güçlünün değil haklının güçlü olması gerektiğini savundu. Hem caydırıcı bir güç olma hem de barışı ve diplomasiyi ön planda tutma hedefini dile getirdi: "Ekonomimizle, teknolojimizle, savunma sanayimizle caydırıcı bir güç olacağız; bir taraftan da barışı, hakkı, masumların hukukunu savunacağız."
Yılmaz, terörün demokrasinin ve kalkınmanın düşmanı olduğunu vurgulayarak, terörün ortadan kalkmasının ülkenin gelişmesine, refahına ve temel hakların tam olarak yaşanmasına katkı sağlayacağını belirtti. TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun çalışmalarından övgüyle söz eden Yılmaz, söz konusu konuların siyasetin üstünde tutulması gerektiğini, komisyonun farklı kesimleri dinleyerek gerekli düzenlemeleri tartışacağını aktardı.
Birlik, kardeşlik ve geleceğe dönük mesaj
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hacı Bektaş Veli'den alınan ilhamla dile getirdiği "Bir olalım, iri olalım, diri olalım" çağrısını hatırlattı ve toplumun kanaat önderlerinin barış mesajlarını daha yüksek sesle vermesi gerektiğini söyledi. Alevi-Bektaşi toplumunun bu süreçlere katkı sağlayacağına yürekten inandığını belirten Yılmaz, "Kerbela'dan bugüne kadar değişmeyen hakikat şudur: zalim kim olursa mahkum olur, mazlum kim olursa insanlık vicdanında yankı bulur" sözleriyle kapanış yaptı.
Yılmaz, devletin hiçbir vatandaşın inancı, kültürü veya kimliği nedeniyle ötekileştirilmeyeceğini; herkesin eşitlik temelinde kucaklanacağını; Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'nın bu iradenin kurumsal teminatı olduğunu vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.
