Bosna Hersek'te Müslüman Karşıtlığı ve Ayrımcı Dil
Bosna Hersek'teki Sırp ve Hırvat milliyetçilerinin kullandığı ayrımcı dil, Boşnak Müslümanları 'Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalan ötekiler' olarak tasvir ediyor. Soykırım araştırmacısı Hikmet Karcic, Bosna Hersek'teki Müslüman karşıtlığını (İslamofobi) analiz etti.
Müslüman Karşıtlığının Kaynakları
Karcic, Bosna Hersek'teki nüfusun büyük çoğunluğunun Müslüman olduğunu ve bu durumun Müslüman karşıtlığını karmaşıklaştırdığını belirtiyor. Özellikle Bosna içindeki ve komşu bölgelerdeki milliyetçi gruplardan kaynaklanan önyargıların etkisi büyük. Bosna Savaşı sırasında Sırp kuvvetlerinin Boşnak Müslümanlara yönelik soykırımı, bu konudaki derin yaraları gün yüzüne çıkarıyor.
Milliyetçi Söylemler ve Tarihsel Hafıza
Karcic, Müslüman karşıtlığının genellikle milliyetçi söylem içerisinde yer aldığına dikkat çekiyor. Bu söylemler Sırp ve Hırvat etnik gruplarını temsil eden siyasi liderlerden geliyor. Müslümanlar, ülkenin kimliği için bir tehdit olarak çerçevelenerek, Avrupa'daki aşırı sağ anlatıları yansıtıyor.
Etnik Bölünmelerin Etkileri
Bosna Savaşı'nın yaşanan travmalarının, günümüzdeki Müslüman karşıtlığı tartışmalarında önemli bir rol oynadığına dikkat çekiliyor. Karcic, savaşın etkilerinin etnik bölünmeleri derinleştirdiğini ve Boşnak Müslümanları damgalayan anlatıları pekiştirdiğini ifade ediyor.
Hassas Tarihler ve Nefret Suçları
Genel olarak dini hoşgörü ile tanınan Bosna-Hersek'te, Müslüman karşıtı nefret suçları ve ayrımcılık olaylarının yaşandığı not ediliyor. Bu olaylar, Srebrenitsa soykırımı gibi hassas tarihlerde ya da milliyetçi duyguları istismar eden siyasi kampanyalar sırasında artış gösteriyor.
Dış Dinamikler ve İç Bölünmeler
Karcic, Sırbistan ve Hırvatistan'dan gelen milliyetçi söylemlerin Bosna Hersek'teki Müslüman karşıtlığını artırdığını kaydediyor. Avrupa Birliği'nin etkisi ve İslam ile terörizm hakkında küresel anlatılar da bu durumu şekillendiriyor.
Çözüm Önerileri
Politika yapıcıların Müslüman karşıtlığı ile başa çıkabilmesi için kapsayıcı politikaları teşvik etmesi gerektiğini vurgulayan Karcic, eğitim reformlarının ve medyada okuryazarlık programlarının önemine değiniyor. Ayrıca, sivil toplum kuruluşlarının insan haklarını savunma ve dini hoşgörüyü teşvik etme konusundaki rolleri de büyük.