Bilecik’te arıcılık hobiyle başladı, şimdi Türkiye geneline ana arı gönderiyor
Bilecik’in Osmaneli ilçesi Kızılöz köyünde yaşayan arıcı Bayram Özçanak, 15 yıl önce bir kovanla hobi amaçlı başlattığı arıcılığı büyüterek bugün yaklaşık 200 koloniye ulaştı ve ürettiği yaklaşık bin ana arıyı Türkiye’nin farklı bölgelerine gönderiyor.
Başlangıç ve üretim süreci
Özçanak, arıcılığa olan merakının okul yıllarına dayandığını ve 2010 yılında bir öğretmen arkadaşıyla birer kovan alarak işe başladığını anlatıyor. İlk yılda arıları bölerek sayıyı artırdığını, sonraki yıllarda da kademeli bir büyüme kaydederek bugünlere geldiğini belirtiyor. Zaman içinde kolonisini 200’e çıkaran Özçanak, maliyeti düşürmek ve sürdürülebilir üretim sağlamak için kendi ana arılarını üretmeye yöneldiğini vurguluyor.
Irk seçimi ve sürdürülebilirlik
Üretimde sakin davranışlı ve oğul eğilimi düşük bir ırk üzerinde çalıştığını belirten Özçanak, bu özelliğin sürdürülebilir arıcılık ve kolay yönetim açısından önemine dikkat çekiyor. Kendi ana arılarını üretmenin dışarıdan sürekli ana arı satın almaya göre ekonomik avantaj sunduğunu söylüyor.
Satış, dağıtım ve faaliyet hacmi
Önce yakın çevresine, ardından sosyal medya kanalları aracılığıyla Türkiye’nin farklı illerine ulaşan Özçanak, yıl içinde yaklaşık bin ana arı sattıklarını aktarıyor. Koloni sayısının 100 ile 200 arasında değiştiğini belirten üretici, ana arı taleplerini kargo yoluyla karşılayarak müşterilere ulaştırdıklarını ifade ediyor.
Taşıma ve iklim kaynaklı zorluklar
Özçanak, özellikle yüksek sıcaklıklarda ana arılarda zayiat yaşandığını; ayrıca kolonili gönderimlerde otobüs firmalarındaki uygulamalar nedeniyle petek kırılmaları ve koloninin zarar görmesi gibi olumsuzluklarla karşılaştıklarını söylüyor. Bu tür kayıpların hem üretim hem de mali açıdan zorlayıcı olduğunu belirtiyor.
Körük kullanımı ve saha notları
Körük uygulamasının arıcılıkta önemli bir yer tuttuğunu anlatan Özçanak, körüğün kovandan çıkarılan arıların tepkisini azaltmak ve bal tüketimini tetikleyerek uçuşu zorlaştırmak amacıyla kullanıldığını aktarıyor. Ancak hırçın arılarla çalışıldığında körük kullanımının tek başına yeterli olmadığını, yine de iğne riski bulunduğunu belirtiyor.
Özetle, Bayram Özçanak’ın 15 yıllık deneyimi, küçük başlangıçların planlı üretim ve ırk seçimiyle ölçeklendirilebileceğini; ancak iklim, taşıma ve saha koşullarının üretim performansına doğrudan etki ettiğini gösteriyor.
BAYRAM ÖZÇANAK "KURSAĞI BAL DOLU OLAN ARI DA KİTİNİNİ KIVIRIP DA KARŞIDAKİ CANLIYI SOKAMIYOR. BUNU TEDBİR AMAÇLI SIKIYORUZ. ANCAK HIRÇIN BİR ARIYLA ÇALIŞIYORSAN NE KADAR KÖRÜK SIKARSAN SIK, İĞNEYİ YERSİN" İFADELERİNE YER VERDİ.