Avustralya Başbakanı Albanese: İki Devletli Çözümün "Güçlü Destekçisi" Olmaya Devam Edeceğiz
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, ABC kanalının radyo programında yaptığı açıklamada, Orta Doğu'da iki devletli çözüm konusunda "güçlü destekçi" olmaya devam edeceklerini belirtti. Albanese, Filistin devletini tanıma kararına ilişkin kararlılık ve Gazze'deki insani duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Albanese'nin açıklamaları
Başbakan, hükümetin Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası forumlarda sesini kullanarak, ateşkes sağlanması ve esirlerin serbest bırakılması gibi konularda destek verdiğini söyledi. Albanese, "Sesimizi uluslararası forumlarda kullanmaya ve İsrail ile Filistin devletlerinin yan yana barış ve güvenlik içinde yaşadığı uzun vadeli çözümün güçlü destekçisi olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Albanese, Filistin'i tanıma adımını ise "ulusal çıkarlar ve doğru olanı yapmak" gerekçesiyle aldıklarını belirtti. Ayrıca, "Avustralya tabii ki Orta Doğu'da büyük bir güç değil. Bazı söylenenlere rağmen Avustralya, İsrail'e silah satışı yapmıyor." şeklindeki değerlendirmeyi yineledi ve Gazze'ye yardım girişlerine hem doğrudan iletişimle hem de uluslararası oylarla destek verdiklerini kaydetti.
Hükümetin kararı ve kamu tepkisi
Albanese daha önce, 11 Ağustos tarihli açıklamasında, eylül'de yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Filistin devletini tanıyacaklarını duyurmuştu. Bu karar, hem diplomasi hem de iç politika açısından hükümetin bir tercihinin somutlaşması olarak değerlendiriliyor.
Ülkede dün düzenlenen gösteride on binlerce kişinin Filistin'e destek için bir araya geldiği, göstericilerin Avustralya'nın İsrail ile silah ticaretini durdurmasını ve ek ekonomik yaptırımlar uygulanmasını talep ettiği bildirildi. Albanese'nin açıklamaları, hükümetin uluslararası alandaki duruşunu ve iç kamuoyundaki beklentilere verdiği yanıtı ortaya koyuyor.
Albanese'nin ifadeleri, Avustralya'nın hem diplomatik kanallarda hem de insanı yardım politikalarında nasıl bir denge aradığını ve bu konudaki kararların hem ulusal çıkar hem de etik değerlendirmeler temelinde alındığını gösteriyor.