AB Batarya Düzenlemesi Türkiye'ye Tedarikçi ve Yatırım Fırsatları Sunuyor

AB'nin yeni batarya düzenlemeleri, Türkiye için sürdürülebilir üretim, geri dönüşüm ve uyumla ihracat ve yatırım fırsatları sunuyor.

Yayın Tarihi: 27.08.2025 11:11
Güncelleme Tarihi: 27.08.2025 11:11

AB Batarya Düzenlemesi Türkiye'ye Tedarikçi ve Yatırım Fırsatları Sunuyor

AB Batarya Düzenlemesi Türkiye'ye Tedarikçi ve Yatırım Fırsatları Sunuyor

HÜMEYRA AYAZ - Avrupa Birliği'nin yeni regülasyonları, AB Batarya Regülasyonu ve Kritik Hammaddeler Yasası kapsamında; üretimden geri dönüşüme kadar batarya sektörünün tüm aşamalarında sürdürülebilirlik ve tedarik zinciri şeffaflığını hedefleyerek kapsamlı değişiklikler getiriyor. Bu düzenlemelerle uyumlu ulusal politikalar oluşturulması halinde Türkiye enerji ve madencilik sektöründe yeni fırsatlar yakalayabilir.

Raporun bulguları ve düzenlemelerin kapsamı

Eko Etki'nin "Pil-Batarya 2025 Sektörel Sürdürülebilirlik Raporu", batarya üretiminin özellikle hücre ve katot üretim aşamalarında yüksek enerji yoğunluğu nedeniyle yaşam döngüsü boyunca belirgin bir karbon ayak izi yarattığını gösteriyor. Raporda, kritik ham madde tedariki, geri dönüşüm altyapısı eksiklikleri ve atık yönetiminin sektörün öncelikli dönüşüm alanları olduğuna dikkat çekiliyor.

AB Batarya Regülasyonu ile birlikte uygulamaya giren CIRPASS Dijital Ürün Pasaportu (DPP) uygulamaları; karbon ayak izi, kritik ham madde kullanımı, geri dönüşüm oranları ve tedarik zinciri şeffaflığı gibi alanlarda köklü değişiklikleri beraberinde getiriyor. Bu düzenlemeler, üreticilerin ham madde kaynaklarını, çevresel performans verilerini ve geri kazanım süreçlerini daha sıkı şekilde takip etmesini zorunlu kılıyor.

Uzman değerlendirmeleri

Yunus Emre Ertoş (Sürdürülebilir Finans Uzmanı) AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, "AB Batarya Regülasyonu ile bataryaların tasarım, üretim, kullanım, yeniden kullanım ve geri dönüşüm aşamalarını içine alan bütünsel bir çerçeve ortaya koyuyor" ifadesini kullandı. Ertoş, Kritik Hammaddeler Yasası kapsamında lityum, kobalt ve nikel gibi girdilerin çıkarma, işleme ve geri kazanım süreçlerine yönelik sıkı kurallar getirildiğini belirterek, bunun sürdürülebilir ham madde kullanımını teşvik edeceğini vurguladı.

Ertoş, uyum sürecinde üreticilerin çevresel faktörleri dikkate almak zorunda kalacağını, bu kapsamda yaşam döngüsü analizi, karbon ayak izi ve su ayak izi hesaplamalarının ön plana çıkacağını belirtti. Ayrıca, üretim süreçlerinin enerji verimli ve temiz teknolojilerle dönüştürülmesinin çevresel etkileri azaltmada kritik olduğunu aktardı.

Ertoş, AB'nin iç üretimi artırma, AB içinde işleme kapasitesini güçlendirme ve geri dönüşüm payını yükseltme hedeflerinin Türkiye için hem risk hem de fırsat barındırdığını ifade etti. AB üretimini artırdıkça dışa bağımlılığın azalabileceğini ve bunun Türkiye'nin ihracat payı üzerinde baskı yaratabileceğini; öte yandan sürdürülebilirlik, şeffaf tedarik zinciri ve yüksek kalite standartlarını benimseyen Türk firmalarının AB için güvenilir tedarikçi konumlarını güçlendirme fırsatı bulacağını söyledi.

Cansu Melis Aksu (Sürdürülebilirlik Uzmanı) ise kullanım ömrünü tamamlamış bataryaların geri dönüşümü ve ikinci ömür uygulamalarının Türkiye için kritik önemde olduğunu belirtti. Aksu, Türkiye'de batarya geri dönüşümünün mevzuatla düzenlendiğini, elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte ikinci ömür uygulamalarının çevresel sürdürülebilirlik, ekonomik fayda ve kaynak verimliliği açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.

Türkiye için öncelikler ve somut adımlar

Aksu, Türkiye'nin önceliklerinin toplama altyapısını güçlendirmek, özel sektör–belediye işbirlikleriyle batarya geri kazanım zincirini kurmak ve ikinci ömür teknolojilerine yönelik AR-GE'yi desteklemek olması gerektiğini söyledi. Ayrıca, AB uyumlu ulusal mevzuatın hem ihracat kolaylığı hem de yabancı yatırımcı güveni açısından kritik olduğuna dikkat çekti.

Temiz üretim teknolojilerinin benimsenmesiyle enerji ve su verimliliğinin artırılabileceğini belirten Aksu, atık ısı geri kazanımı, proses optimizasyonu, su geri kazanım ve arıtma sistemleri, yenilenebilir enerji entegrasyonu ve dijital izleme teknolojileri gibi yöntemlerin orta ve uzun vadede maliyet-fayda açısından sektör için fırsatlar yarattığını belirtti. Ulusal mevzuatın etkin uygulanması, teşvik mekanizmaları, KOBİ'lerin teknolojiye erişiminin kolaylaştırılması ve uluslararası başarılı uygulamaların adaptasyonu bu dönüşümü hızlandırabilir.

Sonuç

AB'nin batarya düzenlemeleri, Türkiye için hem rekabet baskısı hem de yeni iş ve yatırım fırsatları getiriyor. Uyumlu mevzuat, geri dönüşüm altyapısı, temiz üretim teknolojileri ve AR-GE desteği ile Türk firmaları AB pazarında güvenilir tedarikçi konumunu güçlendirebilir; aksi takdirde artan iç üretimle birlikte ihracat payı üzerinde baskılar oluşabilir.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı