Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 184 bin 21 öğretim elemanının yüzde 47'sinin kadın akademisyenlerden oluştuğunu açıkladı ve henüz ulaşılmayan en yüksek seviyeye ulaşıldığını belirtti. YÖK, bu açıklamayı '11 Şubat Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü' dolayısıyla yaptı.
Açıklamada, Türkiye'de kadınların yükseköğretime katılımının ve akademideki etkinliğinin arttığına dikkat çekildi. Üniversitelerde, özellikle kadın öğrenci ve öğretim elemanı sayısındaki artış, eğitimde fırsat eşitliğine yönelik önemli katkılar sağlıyor.
2024 verilerine göre, Türkiye'deki üniversitelerde toplam 7 milyon 330 bin 932 öğrenci öğrenim görmekte; bu öğrencilerin 3 milyon 873 bin 437'si kadın, 3 milyon 457 bin 495'i erkek. Kadınların yükseköğretime kaydındaki oran yüzde 53’e ulaşırken, ön lisans düzeyindeki kadın oranı yüzde 54, lisans düzeyindeki kadınlar ise yüzde 52'dir. Yüksek lisans ve doktorada ise kadınların oranı sırasıyla yüzde 50 ve yüzde 51 olarak tespit edilmiştir.
YÖK, 2023 yılı itibarıyla yaptığı düzenlemeyle 34 yaş üzeri kadınlar için Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nda ek kontenjan tanımlayarak, kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmasını sağladı. Bu düzenleme, eğitimine devam edemeyen birçok kadın için yeni bir fırsat sunmuştur.
YÖK'ün verilerine göre, üniversitelerde görev yapan öğretim elemanlarının 97 bin 532’si erkek, 86 bin 489’u kadınlardan oluşuyor. Kadın araştırma görevlileri oranı yüzde 55, öğretim görevlilerinin ise yüzde 52'si kadınlardan oluşmaktadır. Üniversitelerde profesörlerin yüzde 35'i, doçentlerin yüzde 43'ü ve doktor öğretim üyelerinin yüzde 48'i kadınlardır.
Üniversitelerde, toplumsal sorunlara dair yapılan akademik çalışmaların sayısı da dikkat çekiyor. 2024 yılı itibarıyla kadına yönelik şiddet, fırsat eşitliği ve kadın hakları konularında yapılmış yayın sayıları sırasıyla: 4 bin 142 yayın, 192 fırsat eşitliği ile ilgili yayın ve 675 kadın haklarıyla alakalı yayın bulunmaktadır. Toplamda bu konularda 10 bin 336 tez ve yayın mevcuttur.