Mahkeme, üç tutuklu hemşirenin tahliyesine hükmetti
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul'da görülen "Yenidoğan çetesi" davasında tutuklu sanık hemşireler Mehmet Halis Başli, Damla Atak ve Tuğçe Toptemel'in tahliyelerine karar verdi. Tahliyeler, duruşma sırasında alınan savunma talepleri ve Adli Tıp raporlarına ilişkin değerlendirmeler sonucu gerçekleşti.
Mahkeme, tahliye edilen sanıklar hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve imza vermeyi içeren adli kontrol tedbirleri uyguladı. Ayrıca bazı tutuksuz sanıklara ilişkin adli kontrol şartları kaldırıldı; tutuklu 13 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Duruşma 23 Aralık’a ertelendi.
Sanık beyanları ve Adli Tıp raporları
Tutuklu sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in avukatı, Adli Tıp Kurumu raporunun müvekkilinin tıbbi anlamda bir ihmali olmadığını ortaya koyduğunu savundu. Avukat, Özdemir'in sevke aracılık ettiği ancak ölümlere doğrudan neden olduğuna dair tıbbi bir kanıt bulunmadığını dile getirdi.
Tutuklu sanık Hasan Basri Gök'ün avukatı ise Adli Tıp raporunda müvekkilinin tıbbi hatası bulunduğu yönündeki ifadeye itiraz etti; Gök'ün ilgili bebekleri görmediğini, dolayısıyla böyle bir tıbbi hatanın söz konusu olamayacağını belirtti.
Tahliyelere ilişkin dikkat çeken noktalar
Tahliye edilenler arasında, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin'i makamında tehdit edenlerden Mustafa Kemal Zengin'in serbest kalmasına yönelik çalıştığı iddia edilen hemşire Tuğçe Toptemel de bulunuyor. Bu kişilere yönelik adli kontrol tedbirleri mahkemece işletildi.
Davanın geçmişi ve iddianamenin ana unsurları
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianame'ye göre, suç örgütünün elebaşı olduğu öne sürülen Dr. Fırat Sarı ile sevk ve idare sorumlusu olarak belirtilen Dr. İlker Gönen ile 112 ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir gibi isimler ana şüpheliler arasında yer alıyor.
İddianamede örgütün amacı olarak yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini etkisiz kılmak, yatış süreleri ve sınıflandırmalar üzerinde oynama yaparak Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)'dan üst sınırda ödeme almak gösteriliyor. İddianamede, bebeklerin durumunun ağır gösterildiği, gereğinden uzun yatırıldıkları, SGK'den yüksek ücret alındığı ve bazı hasta yakınlarından fazladan para alındığı öne sürülüyor.
Ceza talepleri
İddianamede, Fırat Sarı ve İlker Gönen için; 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" gibi suçlardan toplam 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezaları isteniyor. Gıyasettin Mert Özdemir içinse benzer suçlamalarla 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis talep ediliyor.
İddianamede ayrıca 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
Soruşturma kapsamındaki idari işlemler ve ek dosyalar
Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edildi; bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edildi. Ayrıca, soruşturmayı yürüten savcı Yavuz Engin'i makamında ölümle tehdit edenler tutuklandı.
Davaya ilişkin ayrı bir 13 sanıklı iddianame de Bakırköy dosyasıyla birleştirildi; bu iddianamede firari hemşire Serenay Şenkalaycı da iki dosyada sanık olarak yer aldı. Mahkeme başkanı, cumhuriyet savcısını tehdit eden sanık Mustafa Kemal Zengin'in dosyasını ayırmıştı, böylece davadaki sanık sayısı 57 olarak kayda geçti.
Duruşmanın seyri ve sonraki adımlar
Mahkeme heyeti duruşmaya ara verip talepleri dinledikten sonra ara kararı açıkladı. Tahliyeler ve getirilen adli kontrol şartları kararlarının yansımaları ve iddianame kapsamındaki geniş soruşturma, davanın ilerleyen aşamalarında delil değerlendirmeleri ve tanık beyanlarıyla netleşecek. Bir sonraki duruşma tarihi 23 Aralık olarak belirlendi.
Tutuklu sanıklardan birinin cezaevinde ölümü
Duruşma dosyasında yer alan bilgiye göre, davanın sanıklarından İlker Gönen, Antalya'da tutuklu bulunduğu cezaevinde 1 Şubat tarihinde intihar etmişti.
Öne çıkan hususlar
Bu davada mahkeme kararları, Adli Tıp raporlarıyla savunma arasındaki çatışma, iddianamenin geniş kapsamı ve iddiaların niteliği nedeniyle sürecin karmaşıklığı öne çıkıyor. Tahliyeler, adli kontrol uygulamaları ve duruşma takvimi davanın seyrini belirleyecek ana unsurlar olarak dikkat çekiyor.