Yapay zekâ Sivas türküleri tartışmasını derinleştiriyor
Yapay zekâ teknolojisi ile kısa sürede hazırlanan türkü yorumları, Sivas'ta hem gençlerin hem de yaşlı kuşağın tepkisini çekti. Bazı dinleyiciler yenilikçi bulurken, bazıları bu uygulamaların kültürün özünden kopma riski taşıdığını düşünüyor. Bu eğilim, âşıklar ve halk ozanları arasında belirgin bir ayrışma yarattı.
Görüş ayrılıkları
Sivas'taki âşık ve ozanların değerlendirmeleri, yapay zekânın müzik üzerindeki etkisine ilişkin iki ana görüş etrafında toplanıyor: teknolojiyi saygıyla karşılayan ancak dikkat çağrısında bulunanlar ile yapay zekânın geleneksel icrayı tehdit ettiğini düşünenler.
Zeki Hayaloğlu: Saygı duyuyorum, fakat dikkatli olmalıyız
Zeki Hayaloğlu, Aşıklık geleneğinin son temsilcilerinden biri olarak, “Her şeyden önce kendi müziğimizi kaybetmememiz gerekiyor. Yapay zekâ çok güzel bir şey ve bazı konularda çağımızdaki öğrencilere lazım olan bir ihtiyaç. Müziklerde de çok değişiklik gösteriyor. Yapay zekâ geliştirilmiş ve basit bir şey değil, bunu da hor göremeyiz saygı duyuyorum. Eserleri yüzde doksan değiştiriyor. Mesela benim oğlum kendi eserimi denedi yapay zekâdan, değişik bir ses değişik bir sanatçı değişik bir müzik icra etmiş. Fakat çok hoşuma da gitti. Temel bilgileri etkilemez yani kayıtlı olan bilgileri. Öz kökenimizdeki bilgileri ve kayıtları etkilemeyeceğini düşünüyorum. Ama diğer yandan ekleme yapılırsa kültürümüzü de kötü bir şekilde bozabilir” ifadelerini kullandı.
Mustafa Efsani (Ozan Efsani): 'O yapay ben asıl'
Ozan Efsani mahlaslı Mustafa Efsani, yapay zekâyı doğrudan rekabet olarak görüyor: “Adı ile beraber düşündüğümüz zaman o yapay ben asıl. Ben varken onun adının geçmemesi gerekiyor. Eserleri yüzde doksan değiştiriyor. Yapay zekâ şurada birkaç sene daha devam ederse bizi buradan kaldırıp atarlar ve bizi dinleyende olmaz. Düğünlere, festivallere götüren olmaz. Adam fişi prize takar yapay zekaya söyletirler öyle geçip giderler. Yapay zekâ bizimle aşık atamaz ama attırmaya çalışıyorlar daha doğrusu bizi silmeye uğraşıyorlar. Gençler yapay zekâdan ellerini çeksinler buraya gelsinler. Benim 40 tane talebem var onlarda sazı öğrensinler. Hem kısa sap hem uzun sap ben onlara öğretirim, gençlere tavsiyem bu şekilde.”
Kenan Bilgaç: Kültürümüzü zayıflatabilir
Kenan Bilgaç, yapay zekânın türküleri özünden kopardığını vurguluyor: “Teknolojinin peşinden yetişemiyoruz. Güzele kullanırsan güzel kötüye kullanırsan kötüdür. Bizde burada yıllardır şarkı söylüyoruz ama bizim ölçümüz bellidir daha fazla açılamıyoruz. Yapay zekayı da yapan insan. Şimdi ben birkaç tane müzik gönderdim özgün müzik olarak yapmış göndermiş. Benim tarzıma uygun değil ben kendi türkümü o şekilde okuyamam. Benimki deyiş tarzı, türkü tarzı olacak ki kendimiz çalıp okuyalım. Türkülerde şarkılarda çeşitli çeşitli makamlar var. Bu konuda bilinçli olan hocalarımız var onlardan iyi kötü bazı şeyler öğreniyoruz ama belli bir noktaya kadar. 5-6 makamda ancak çalıp söyleyebiliyoruz. Eserlerimizi pek fazla etkilemez ama kültürümüzü zayıflatabilir yani olumsuz etkiler. Gençlere kültürü özünden öğrenmelerini isterim ama yapay zekâdan değil. Tabi ona da baksınlar bir şeyler öğrensinler ama asıl özünden öğrenip yaşatsınlar.”
Sivas'taki bu tartışma, yerel müzik ekosisteminde teknolojinin yeri ve genç kuşakların eğitim tercihleri konusunda sürecek bir gündem işareti veriyor. Âşıklar ve ozanlar, hem geleneğin korunması hem de teknolojinin olası kullanımları konusunda uyarı ve çağrılarda bulunuyor.
YAPAY ZEKA TEKNOLOJİNİN İLERLEMESİYLE BİRLİKTE BİRÇOK ŞARKI VE TÜRKÜ YAPAY ZEKAYA SESLENDİRİLMEYE BAŞLADI. KISA SÜRE İÇERİSİNDE HAZIRLANAN VE BAZI KESİMLERİN İLGİSİNİ ÇEKEN BAHSE KONU TÜRKÜLER, HALK OZANLARI VE ÂŞIKLARI DA İKİYE BÖLDÜ. KİMİLERİ YAPAY ZEKANIN KENDİLERİNİN ÖNÜNE GEÇECEĞİNİ SÖYLERKEN KİMİLERİ İSE DESTEKLEDİ.