Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Khan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve diğer üst düzey İsrailli yetkililere yönelik yürütülen savaş suçu soruşturmasında ciddi siyasi baskılar ve tehditlerle karşı karşıya kalıyor. Middle East Eye (MEE) sitesinin özel haberine göre, Khan'a yapılan baskıların, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri sebebiyle özellikle arttığı ifade ediliyor.
Haberde, Khan'a, Eski İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron'un, tutuklama emri çıkarılması durumunda İngiltere'nin UCM'den çekileceği tehdidinde bulunduğu belirtiliyor. Cameron'un bu konuda Khan’a, 'Bu karar bir hidrojen bombası etkisi yaratır.' dediği dile getirildi.
Ayrıca, ABD'li Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham'ın da Khan'ı yaptırımlarla tehdit ettiği ve 'Tutuklama kararlarını çıkarırsan rehineleri sen öldürmüş olursun.' ifadelerini kullandığı öne sürüldü.
MEE'ye göre, Khan’a, Mossad'ın Lahey'de aktif olduğu yolunda da güvenlik brifingi verildi, bu durum Khan’ın fiziksel güvenliği konusundaki endişeleri artırdı. Khan'a yöneltilen cinsel taciz ve saldırı iddiaları ise, kendi ofisinde bir kadın çalışan tarafından yapıldı ve bu süreçte şikayetçi, BM’ye bağlı Denetim Ofisi ile işbirliği yaptı.
Eski UCM yargıçları, Khan’a yönelik süreçlerin usulsüz olduğunu belirtirken, Başsavcının kimliğinin soruşturma sürerken kamuoyuyla paylaşılmasının mahremiyet ihlali olduğunu vurguladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Hukuk Danışmanı Reed Rubinstein'ın, 'Eğer Netanyahu hakkındaki yakalama emri geri çekilmezse, tüm seçenekler masadadır.' uyarısında bulunduğu hatırlatıldı. Genel bir değerlendirmede bir kaynak, 'Bu sadece Karim Khan'a değil, UCM'ye yönelik bir yıkım girişimidir.' ifadesini kullandı.
Mart 2024'te başlayan baskılar neticesinde, Khan, Netanyahu hakkında yakalama emri çıkarmak istediğini yetkililere bildirmişti. Bu dönemde Netanyahu'nun müttefiklerinden Khan'ı durdurmaları için yoğun bir şekilde çaba göstermeleri istendiği ifade edildi.
Khan, daha önce BBC'ye verdiği bir röportajda, tutuklama kararları için bazı dünya liderlerinden baskı gördüğünü belirtmişti, 'Birçok lider ve diğerleri bana söyledi, bana tavsiyede bulundu ve beni uyardı.' şeklinde konuşmuştu.
