DOLAR
42,57 -0,04%
EURO
49,56 -0,2%
ALTIN
5.729,46 -0,19%
BITCOIN
3.844.628,8 -0,67%

Türkiye, Taşkın ve Kuraklık Yönetimi Projesi ile iklim direnci artırılıyor

Ceyhan Havzası'nda pilot kuraklık izleme ve tahmin sistemi kurulacak; proje taşkın ve kuraklık risklerini azaltmayı, 2031'e kadar tamamlamayı hedefliyor.

Yayın Tarihi: 24.09.2025 11:05
Güncelleme Tarihi: 24.09.2025 11:05

Türkiye, Taşkın ve Kuraklık Yönetimi Projesi ile iklim direnci artırılıyor

Türkiye, Taşkın ve Kuraklık Yönetimi Projesi ile iklim direnci artırılıyor

HÜLYA ÖMÜR UYLAŞ/GÜLSELİ KENARLI - Türkiye Taşkın ve Kuraklık Yönetimi Projesi kapsamında iklim kaynaklı afet risklerinin azaltılması ve su yönetimi kapasitesinin güçlendirilmesi hedefleniyor.

Projenin finansmanı ve amaçları

AA muhabirinin Tarım ve Orman Bakanlığından edindiği bilgiye göre proje, 600 milyon dolarlık Dünya Bankası finansmanı ile başlatıldı. Projenin temel amaçları; taşkın ve kuraklık risklerini azaltmak, toplum ve altyapının iklime karşı dayanıklılığını artırmak ve kurumsal kapasiteyi güçlendirmek olarak sıralanıyor.

Kapsam: doğa temelli çözümler ve erken uyarı sistemleri

Projede doğa temelli çözümler, modern erken uyarı sistemleri ve kuraklık izleme teknolojileri ile Türkiye'nin su yönetimi alanındaki dirençliliğinin artırılması planlanıyor. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) ve Su Yönetimi Genel Müdürlüğü (SYGM) tarafından yürütülen proje 4 bileşenden oluşuyor. İlk bileşen taşkın yönetimine odaklanıyor; farklı illerde taşkın kontrol tesisleri yapımı, doğa temelli uygulamalar, taşkın erken uyarı sistemlerinin (TEUS-TATUS) geliştirilmesi ve akım gözlem istasyonlarının modernizasyonu bu kapsamda yer alıyor.

Ceyhan Havzası pilot çalışması

Kuraklık yönetimi bileşeninde Ceyhan Havzası pilot bölge olarak seçildi. Burada kuraklık tahmin ve erken uyarı sistemi kurulacak ve pilot uygulamanın ardından sistem ülke geneline yaygınlaştırılacak. Ayrıca bölgede hassasiyet analizleri ve farkındalık faaliyetleri yürütülecek.

Kurumsal güçlendirme ve takvim

Projeyle DSİ ve SYGM'nin teknik ve kurumsal kapasitesinin artırılmasına yönelik eğitim, hidrolojik modelleme ve bilgi paylaşımı çalışmaları planlanıyor. Proje ayrıca Artvin, Trabzon, Rize ve Giresun başta olmak üzere DSİ'nin yürüttüğü projelere kaynak aktaracak. Projenin 2031 yılı sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor. Proje yürütülürken Dünya Bankası yönergelerine uygun çevresel, sosyal yönetim, satın alma ve izleme faaliyetleri de geliştirilecek.

Dünya Bankası ile devam eden işbirlikleri

DSİ'nin Dünya Bankası ile yürüttüğü diğer işbirlikleri arasında Sulama Modernizasyonu, Dayanıklı Peyzaj Entegrasyonu, Su Döngüselliği ve Verimin Artırılması ile Türkiye İkinci Sulama Modernizasyonu ve Su Verimliliği projeleri bulunuyor. Bu projelerin yatırım bedeli yaklaşık 100 milyar lira olarak belirtiliyor; kapsamda yaklaşık 1,6 milyon dekar alanda sulama modernizasyonu ve 23 ilde taşkın kontrol çalışmaları gerçekleştirilecek.

Uzman değerlendirmesi

Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu, projeyi değerlendirirken afet risklerinin belirlenmesinin ve tehlikeli yerleşimlerin sorun çözümündeki önemine dikkat çekti. Tüfekçioğlu, "Çünkü bir an önce yanlış yerlerde yapılmış binaların yıkılması gerekiyor. Ciddi anlamda dere yataklarında illegal girişler var." ifadelerini kullandı.

Tüfekçioğlu, Karadeniz Bölgesi'ndeki dere yataklarındaki risklere işaret ederek, binaların belirlenip gerekirse boşaltılması ve kamulaştırma seçeneklerinin değerlendirilmesi gerektiğini belirtti: "Baktığımız zaman kamulaştırma maliyeti, selin vermiş olduğu zarardan daha ucuz. Bir an önce arazilerin gerekirse kamulaştırılıp dere yataklarının genişletilmesi gerekiyor. Eski yatakların şu andaki suyu karşılama şansı yok. Çünkü iklim değişti, daha fazla ve şiddetli yağış var."

Şehirleşme ve yüzeysel akış artışına da dikkat çeken Tüfekçioğlu, "Şehirler büyüdü. Yeşil alan şehirlerimizde çok az. Öyle olunca çatı alanı, beton alanı bunların hepsi yüzeysel akış üretiyor, su üretiyor. Yani toprağa giren su artık direkt derelere doğru akmaya başlıyor. Onları da katınca bu sefer derelerde çok ciddi bir su yükü oluştu. Olası taşkınların olumsuz etkilerinin azaltılması için altyapıların genişletilmesi, büyütülmesi gerekiyor. Dolayısıyla böyle projelere çok ciddi anlamda ihtiyaç var." dedi.

Tüfekçioğlu, iklim değişikliğinin yağış düzenlerini etkilediğini vurgulayarak, özellikle Doğu Karadeniz'de yağışların şiddet ve süresinin arttığını ve yağışların düzensizleşmesinin projede bütünleşik çözümler gerektirdiğini ekledi.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı