Sednaya Hapishanesi: Bir İşkence Merkezi
Suriye'de devrilen Beşşar Esed rejiminin en acımasız işkence merkezlerinden biri olarak bilinen Sednaya Hapishanesi, tutsakların yerleşkeye gelir gelmez maruz kaldıkları insanlık dışı koşullarla hatırlanıyor. Tutsaklar, ‘et dolabı’ olarak adlandırılan beyaz kamyonlarla cezaevine getirildiklerinde, hapishane yetkilileri tarafından ağır fiziksel şiddete maruz kalıyorlar.
İnsanlık Dışı Şartlar ve Yargısız İnfazlar
Uluslararası kuruluşların raporları, rejimin burada toplu idamlar gerçekleştirerek yargısız infazlar yaptığını ortaya koyuyor. Sednaya Hapishanesi, 2011 yılında başlayan Suriye iç savaşının ardından, rejim karşıtı göstericilerin sistematik olarak işkence gördüğü ve öldürüldüğü bir mekan haline geldi. Başkent Şam’a 30 kilometre mesafedeki bu cezaevinde, on binlerce kişi rejim güçleri tarafından sessiz sedasız öldürülmüştür.
“Beyaz Bina” ve “Kırmızı Bina” Ayırımı
Cezaevi, ‘beyaz bina’ ve ‘kırmızı bina’ olarak adlandırılan iki ana gözaltı tesisi içeriyor. Kırmızı bina, çoğunluğunu sivillerin oluşturduğu bir tutuklu grubunu barındırırken, beyaz bina, rejime bağlı olarak alıkonulan subay ve askerleri kapsıyor. Tutsakların çoğu, Şam’ın Mezze bölgesindeki askeri mahkemelerden adaletsiz yargılamalarla buraya transfer ediliyor.
İşkence Başlangıcı
Eski tutsakların ifadeleri, her yeni gelenin ceza evine adım attığı anda ‘hoş geldin partisi’ adı altında gerçek bir şiddet eylemiyle karşılaştığını gösteriyor. Bu süreçte gözleri bağlı halde, çoğu zaman 50-60 kişi bulunan gruplar halindeki tutsaklara dövme ve işkenceler uygulanıyor. Eski bir cezaevi yetkilisi, “Gelenlerin üzerindeki eşyalar alınıyor, isimleri kaydedilirken dayak yiyorlar,” diyor.
İşkence Yöntemleri ve Sağlık Koşulları
Sednaya'da uygulanan işkence yöntemleri arasında kaynar su dökme, elektrik verme ve vücuda zarar verme gibi eylemler yer alıyor. Tutsaklar, yetersiz gıda ve su temini nedeniyle açlık ve farklı hastalıklarla savaşıyor.
İnfaz Süreci ve Cesetlerin Ortaya Çıkışı
Kırmızı bina içindeki birçok tutsak gizli yargısız infazlarda öldürülüyor. Genelde ‘toplu idam’ şeklinde uygulanan infazlardan önceki hızlı duruşmalar, ölüme mahkum edilenler için sona doğru giden kısa bir süreç oluşturuyor. 2011 ile 2015 yılları arasında her hafta ortalama 50 kişinin infaz edildiği belgeleniyor.
İnfaz sonrasında cesetler, kayıt için Şam'daki Tişrin Askeri Hastanesi'ne taşınarak, kalp veya solunum yetmezliği gibi bahaneyle kaydediliyor. Ardından, cesetler toplu mezar alanlarına gönderiliyor.
Sonuç
Sednaya Hapishanesi, Suriye'de yaşanan insan hakları ihlallerinin acı bir simgesi olarak kalmaya devam ediyor. Uluslararası insan hakları örgütleri, bu tür uygulamaların durdurulması ve sorumluların yargılanması için çağrıda bulunuyor.