114 STK'dan Avrupa Birliği'ne Çağrı
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Af Örgütü (Amnesty) dahil olmak üzere 114 sivil toplum kuruluşu, Avrupa Birliği’ne (AB) İsrail ile imzalanmış olan Ortaklık Anlaşması'nı askıya alması çağrısında bulundu. Bu çağrının arka planında, AB Dış İlişkiler Servisi’nin İsrail ile bu anlaşmanın sürdürülüp sürdürülmeyeceğini incelemeye alması ve 2. madde kapsamında insan haklarına ve uluslararası hukuka uyulmasını şart koşması yatıyor.
AB Dışişleri Bakanları Toplantısı Beklentileri
AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda bu inceleme sonuçlarının ele alınması bekleniyor. Sivil toplum kuruluşları, yaptıkları ortak açıklamada, güvenilir bir inceleme sonucunun ancak İsrail’in insan hakları standartlarına “ciddi şekilde” uymadığını göstermesi durumunda Ortaklık Anlaşması'nın askıya alınmasını talep etti.
Bağlantı Kuruluşların Değerlendirmeleri
HRW’nin Avrupa'daki temsilcisi Claudio Francavilla, AB'nin İsrail politikalarını ve anlaşmanın askıya alınması konusundaki görüşlerini değerlendirdi. Francavilla, geçmişte yapılan diyalog girişimlerinin başarısız olduğuna dikkat çekerek, “İsrail ile her diyalog girişimi sonuçsuz kalmıştır” dedi.
Avrupa'da Filistin’e Destek Gösterileri
Francavilla, Avrupa genelinde düzenlenen Filistin’e destek protestolarının kamuoyu baskısını artırdığını belirtti. İnsani yardım dağıtım merkezlerinin hedef alınmasının, uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğine dair önemli bir çağrıda bulunduğunu ifade etti.
Çifte Standart Eleştirileri ve İnsan Hakları İhlalleri
AB'nin, Rusya'ya karşı aldığı yaptırım kararlarının yüksek standart olarak tanımlanırken, Gazze konusunda düşük standartlar sergilediğini belirten Francavilla, “İsrail'e karşı ciddi bir yaptırım uygulanmıyor.” dedi. Ortaklık Anlaşması'nın insan hakları şartları, yalnızca Gazze ile sınırlı kalmayıp, Batı Şeria ve diğer bölgeleri de kapsadığını vurguladı.
AB'nin Geç Kalmış Harekete Geçme Zorlukları
Francavilla, Avrupa hükümetlerinin 60 bin insanın hayatını etkileyen acıları göz ardı etmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Şimdi harekete geçme fırsatı var.” ifadelerini kullandı. İşgal altındaki Filistin topraklarındaki insan hakları ihlalleri için AB’nin güçlü bir dayanışma göstermesi gerektiğine dikkat çekti.
Sonuç ve Uygulamalar
Francavilla, AB’nin 7 Ekim 2023'ten önce harekete geçmesi gerektiği görüşünde. Harekete geçmek için güçlü nedenlerin bulunduğunu ifade ederek, bu durumun yalnızca Gazze ile sınırlı olmadığını, tüm işgal altındaki Filistin topraklarında geçerli olduğunu dile getirdi.