Siirt'te 44 yıldır bakırcılık yapan Fatih Bakırcı, aile geleneğini sürdürüyor
Siirt'te 6 yaşında babasının yanında mesleği öğrenen 50 yaşındaki Fatih Bakırcı, yaklaşık 44 yıldır bakır dövüyor.
Aile geleneği ve mesleki geçmiş
Bakırcı, çekirdekten yetişerek baba mesleğini devam ettiriyor. Yaklaşık 5 yıl önce babasını kaybeden Bakırcı, babasının da işi dedesinden öğrendiğini belirtiyor. Ailenin bu zanaatı yaklaşık 100 yıldır sürdürdüğünü aktarıyor.
"Hatta daha fazla. 6-7 yaşından beri babamın yanına dükkana gidip geliyordum, bu zamana kadar. Şu anda bakırın bir sürü farklı modeli var. Çünkü çok yayıldı, kullanılıyor. Birde sağlıklı bir ürün. İçinde pişen yemek çok lezzetli olduğu için yoğun bir talep var bakıra" dedi.
Talep, eğitim ve belge
Bakırcı, mesleğiyle ilgili olarak eğitim geçmişini ve resmi kaydını da vurguluyor. Ticaret Meslek Lisesi mezunu olduğunu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kendisine verilen belgeyle devlet tarafından zanaatkar olarak tanındığını söylüyor.
"Ticaret Meslek Lisesi mezunuyum. Burada yıllardır zanaatla iç içeyiz. Bu zanaat üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığından bana verilmiş bir belge var. Devlet zanaatkarıyım kendi alanım üzerinde."
Zorluklar ve bakım önerileri
Bakırcı, büyükşehirlerde bakıra olan rağbetin yüksek olduğunu ancak kendi bulunduğu yerde yeterli talep oluşturamadıklarını belirtiyor. En büyük sorunlardan birinin bakırda görülen kalaylama ve yüzey kararması olduğunu ifade ediyor; bu durumun özellikle kadın müşteriler tarafından tercih edilmemesine yol açtığını söylüyor.
"Büyükşehirlerde Türkiye genelinde bakıra çok fazla rağbet var. Fakat bir iki handikapı var. Bakırda kalay problemi var. Gelen müşteriler bayanlar, ‘Rengi kararıyor, kalaycı nerede bulurum?’ diyor. O olmazsa bakırın önünü kimse tutamaz. Bayanların ona kesinlikle takılmaması lazım. Bakır ürünleri makinaya atamayacaklar, tellemeyecekler. Süngerle yıkayacaklar bu şekilde yıkayacaklar. Bakırın en büyük özelliği iletken olması ve aynı ölçüde stresi çekiyor olmasıdır. Avrupa’da son birkaç yıldır bayanlar ev falan döşedikleri zaman bir çıtadan bakır çekiyorlar hastalığı stresi çeksin diye. Ağabeyimle yaklaşık 50 seneden beri bu işin içindeyiz" şeklinde konuştu.
Zanaatın sürdürülebilirliği
Bakırcı, baba mesleğini sürdürmenin hem gelir sağlama hem de kültürel bir mirası koruma anlamı taşıdığını belirtiyor. İşin terkedilmeye yüz tuttuğunu, ancak aile geleneği olduğu için bunu ayakta tutmaya çalıştıklarını ifade ediyor.
"4 tane çocuğum var. Buradaki kazancımla aşımı sağlamaya çakıyorum. Bu iş zaten terkedilmeye yüz tutmuş, zanaatlar kategorisinde fakat baba, dede mesleği olduğu için bunu ayakta tutmaya çalışıyoruz. Burada kalabalığı olmadığı için bakır üzerine rağbet oluşturamıyoruz" diye konuştu.
6 yaşında başladığı bakırcılığı neredeyse yarım asırdır sürdürüyor