Rusya, İran'ın nükleer programına yönelik arabuluculuk yapma isteğiyle dikkatleri üzerine çekti. Bu durum, Moskova'nın İran'ın nükleer programının temellerini attığı ve uzun süredir bu alanda işbirliği içinde bulunduğu gerçeğini yeniden gündeme getiriyor.
Rusya ve İran arasındaki nükleer işbirliği, yalnızca enerji üretimiyle sınırlı kalmayıp, Rusya'nın Orta Doğu'daki stratejik etkisini de güçlendirdi. Bu işbirliği, ABD ve Batılı ülkelerle olan diplomatik ilişkilerin de önemli bir parçası haline geldi.
Son günlerde Rusya’nın, ABD ile İran arasındaki nükleer program görüşmelerine arabuluculuk yapabileceğine dair haberler, İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi tarafından da doğrulandı. Bekayi, Rusya'nın nükleer meselede mutlaka İran ile istişarede bulunacağını ifade etti.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, nükleer program sorunlarının barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğine vurgu yaptı ve Rusya'nın bu süreçte katkı sağlamaya hazır olduğunu belirtti.
İran, nükleer faaliyetlerine 1957 yılında ABD'nin Atom Barış Programı kapsamında başladı. Ancak, 1979'daki devrim sonrasında yerli projeler büyük oranda aksadı. 1990’ların ortalarından itibaren Rusya, İran'ın nükleer programına destek vererek Buşehr Nükleer Santrali'nin yapımında önemli bir rol üstlendi.
Rusya'nın, nükleer yakıt sağlama taahhüdü de içeren 2015'te imzalanan nükleer anlaşma sonrası İran'ın nükleer faaliyetlerinin barışçıl amaçlarla yürütülmesi gerekliliğini savunduğu kaydedildi.
Uzmanlar, Rusya'nın İran'ın nükleer programına verdiği desteklerin uzun bir geçmişi olduğunu ifade ediyor. Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr. Atay Akdevelioğlu, Rusya'nın Buşehr santralinin inşaatını tamamladığını ve İranlı mühendisleri eğittiğini belirtti.
Bununla birlikte, İran'ın nükleer alanda bağımsızlığını kazanma çabaları da sürüyor. Uzmanlar, İran'ın mevcut nükleer kapasitesinin olası bir silah üretimi için kullanılması konusunda endişelerin bulunduğuna dikkat çekiyor.
İran İslami Azad Üniversitesi Öğretim Üyesi Hamid Ruşençeşm, Ukrayna'daki savaşın seyri ışığında Rusya'nın arabuluculuk rolünün önemini vurguladı ve bu bağlamda İran ile Rusya'nın gelecekteki ilişkilerinin belirsizliğinden bahsetti.
Sonuç olarak, Rusya’nın İran nükleer programındaki rolü, uluslararası güvenlik ve diplomasi açısından kritik bir unsur olarak öne çıkıyor.