DOLAR
42,69 0%
EURO
50,18 -0,04%
ALTIN
5.920,69 -0,22%
BITCOIN
3.669.926,94 -0,12%

Rümeysa Öztürk Vakası: ABD'nin İnsan Hakları İddiaları Sorgulanıyor

ABD'de öğrenci Rümeysa Öztürk'ün gözaltına alınması, insan hakları ve özgürlük iddialarını ciddi şekilde sorgulama gereği doğuruyor.

Yayın Tarihi: 28.03.2025 12:15
Güncelleme Tarihi: 28.03.2025 12:15

Rümeysa Öztürk Vakası: ABD'nin İnsan Hakları İddiaları Sorgulanıyor

Rümeysa Öztürk Vakası ve Amerika'nın İkili Standartları

Amerikan üniversite kampüsleri, geçmişte entelektüel sorgulamanın ve adaletsiz politika direnişinin merkezleri olarak biliniyordu. Ancak, günümüzde yaşanan hukuksuz tutuklamalar ve gözaltılar, bu imajı sorgulamak için bir nedene dönüşüyor. Kanada'da 25 yıl boyunca insan hakları avukatlığı yapan Amina Sherazee, Rümeysa Öztürk'ün alıkonulması ve vizesinin iptali üzerinden bu durumu analiz etti.

Özgürlük İddialarının Çöküşü

Tufts Üniversitesi doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk, 26 Mart 2025'te maskeli ve sivil kıyafetli ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) ajanları tarafından alıkondu. Vizesinin siyasi sebeplerle iptali ve insani olmayan koşullarda gözaltında tutulması, ABD'nin insan hakları ve özgürlük vaadinin sorgulanmasına yol açıyor.

Öztürk, Filistin'e destek veren görüşleriyle bilinen bir akademisyen olarak, haksız yere suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Henüz herhangi bir suçlama ile muhatap olmadan, hukukun üstünlüğü hiçe sayılarak, Massachusetts'ten Louisiana'daki bir gözaltı merkezine nakledildi.

Siyasi Baskı ve Otoriter Yönetim

ABD İç Güvenlik Bakanlığı'nın ICE'ın eylemlerini, Öztürk'ün Hamas'ı desteklediği iddialarıyla meşrulaştırmaya çalışması, hukukun üstünlüğüne aykırıdır. Bu tür uygulamalar, yalnızca bireyleri değil, tüm akademik özgürlükleri tehdit eden bir siyasi baskının parçasıdır. 2025 yılında imzalanan başkanlık kararnamesi, eleştirel öğrencilerin sınır dışı edilmesini onaylayarak, ifade özgürlüğüne saldırmayı meşrulaştırmaya yönelik bir girişimdir.

Öğrencilerin Hedef Alınması

Son yıllarda birçok öğrenci, protestolara katıldıkları için benzer baskılarla karşı karşıya kaldı. Columbia, Georgetown ve diğer üniversitelerden birçok öğrenci, vize iptali ve sınır dışı tehditleri ile muhatap olmuştur. Bu durum, eğitim ortamının sansürlenmesinin ve ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.

Sonuç

Rümeysa Öztürk'ün vakası, Amerika'nın insan hakları konusundaki iddialarını ciddi anlamda sorguluyor. Geçmişte yaşanan siyasi baskılara benzer bir durumun günümüzde tekrar yaşanmasi, çok sayıda öğrencinin sesinin kısıldığını gösteriyor. Eğer Amerika, demokrasi ve insan hakları konusunda iddialarını devam ettirecekse, bu tür uygulamalara ve baskılara son vermesi gerekecektir.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı